318 visiteur(s) et 0 membre(s) en ligne.
  Créer un compte Utilisateur

  Utilisateurs

Bonjour, Anonyme
Pseudo :
Mot de Passe:
PerduInscription

Membre(s):
Aujourd'hui : 0
Hier : 0
Total : 2270

Actuellement :
Visiteur(s) : 318
Membre(s) : 0
Total :318

Administration


  Derniers Visiteurs

administrateu. : 13h11:31
murat_erpuyan : 13h13:55
SelimIII : 1 jour, 02h38:27
Salih_Bozok : 3 jours
cengiz-han : 3 jours


  Nétiquette du forum

Les commentaires sont sous la responsabilité de ceux qui les ont postés dans le forum. Tout propos diffamatoires et injurieux ne sera toléré dans ces forums.


Forums d'A TA TURQUIE :: Voir le sujet - Turkiye'de kadin olmak
Forums d'A TA TURQUIE Index du Forum Forums d'A TA TURQUIE
Pour un échange interculturel
 
 FAQFAQ   RechercherRechercher   Liste des MembresListe des Membres   Groupes d'utilisateursGroupes d'utilisateurs    

Turkiye'de kadin olmak
Aller à la page 1, 2, 3 ... 17, 18, 19  Suivante
 
Poster un nouveau sujet   Répondre au sujet    Forums d'A TA TURQUIE Index du Forum » Forum en langue turque
Voir le sujet précédent :: Voir le sujet suivant  
Auteur Message
duygu
Admin
Admin


Inscrit le: 23 Sep 2008
Messages: 6519

MessagePosté le: 16 Aoû 2011 0:11    Sujet du message: Turkiye'de kadin olmak Répondre en citant

Tam bir disiplin içinde forumlarda kadina siddet, tore cinayeti gibi bir topic açilmismi diye arastirdim bulamadim.

Yillar once, 2007 de birisi bir tore cinayeti haberi vermis o kadar :
http://www.ataturquie.asso.fr/modules.php?ModPath=phpBB2&ModStart=viewtopic&t=3011&t=3011&sid=8a67ef83832549af7379475a685fb452

Son gunlerde kadina siddet konusunda çok olay gazetelerde yer aldi, siddet goren kadinlari koruma derneklerinde bir yatagi 3 kadinin paylasmasindan tututun da sort giydi diye dovulen, ramazanda sigara içiyor diye siddet goren kadina kadar.

Turkiye garip ulke, kadnin basbakani oldu, isadamlari derneginin basi kadin, çok onemli gorevlerde yiginla kadin var ama dayak yiyek kadinlarda çok çok fazla.

Geçenlerde Bekir Coskun yazmisti, bir Turkle evlenen yabanci kadin kocasi tarafindan dovulunce tamam simdi Turk oldum gibi bir laf etmis. Guler misin? Aglar misin?

AKP iktidarinda da kadinin durumunun dusunulecegini sanmiyorum.

Butun bunlari yazmamin nedeni biraz evvel Hurriyet'te okdugum yazi. En ust safhadaki mahkeme tore cinayeti konusunda hafifletici neden bulursa yapacak pek bir sey kalmiyor galiba.

Evet ben Fransa'da yasiyorum, ama Turkiye dogumluyum, Turkiye'yi çok çok sevdigimi dusunuyorum ama...
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
duygu
Admin
Admin


Inscrit le: 23 Sep 2008
Messages: 6519

MessagePosté le: 16 Aoû 2011 0:11    Sujet du message: Répondre en citant



Uploaded with ImageShack.us
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
duygu
Admin
Admin


Inscrit le: 23 Sep 2008
Messages: 6519

MessagePosté le: 16 Aoû 2011 12:09    Sujet du message: Répondre en citant

Yine dehset veren bir haber :



Uploaded with ImageShack.us

Haberi okumak isterseniz
http://cumhuriyet.com.tr/?hn=269698&kw=K%F6le+pazar%FD+gibi
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
cengiz-han
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 12 Jan 2008
Messages: 13616
Localisation: Paris

MessagePosté le: 22 Aoû 2011 22:45    Sujet du message: Répondre en citant

Duygu hanim sizi "plajda bikinili dogmeli" fotografi goren arkadasin "sen cehennemliksin" deyisini aktaran yazinizdan beri dikkatle izliyorum bu forumlarda.
Onemli bir konuya dokunmussunuz, ama 100 kezden fazla okunmasina ragmen kimse tepki vermemis.
Artik tartismak, zitlasmak yok bu forumlarda ne yazikki.
Kimsenin vakti yok...

Ne yapalim biz bize kaldik mi diyelim?
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
duygu
Admin
Admin


Inscrit le: 23 Sep 2008
Messages: 6519

MessagePosté le: 02 Sep 2011 11:49    Sujet du message: Répondre en citant

Cengiz Bey haklisiniz. L'indifférence tue mais vraiment...

Ben de sizi takip ediyorum, bazen Wink

Selamlar, saygilar.
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
duygu
Admin
Admin


Inscrit le: 23 Sep 2008
Messages: 6519

MessagePosté le: 02 Sep 2011 11:55    Sujet du message: Répondre en citant

Konuyla ilgili bir yazi, okumak iseyenler olabilir dusuncesiyle paylasiyorum...



Uploaded with ImageShack.us

http://cumhuriyet.com.tr/?hn=273910
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
cengiz-han
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 12 Jan 2008
Messages: 13616
Localisation: Paris

MessagePosté le: 02 Sep 2011 22:23    Sujet du message: Répondre en citant

duygu a écrit:
Cengiz Bey haklisiniz. L'indifférence tue mais vraiment...

Ben de sizi takip ediyorum, bazen Wink

Selamlar, saygilar.


Size bir MP gonderdim, dikkatinize...
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
duygu
Admin
Admin


Inscrit le: 23 Sep 2008
Messages: 6519

MessagePosté le: 11 Sep 2011 9:45    Sujet du message: Répondre en citant




Citation:

Cumhuriyet 11.09.2011
Mersin’de 8 ayda 25 kadın öldürüldü, 35 kadın intihar etti, 320’si teşebbüste bulundu

Þiddette korkunç artış
ABİDİN YAÐMUR

MERSİN - Mersin’de 2011 yılının ilk 8 ayında 25 kadın öldürüldü, 35 kadın intihar etti, 320 kadın intihar teşebbüsünde bulundu. Mersin Kadın Platformu Sözcüsü Hacer Koçak, bazı kadın cinayetlerine intihar süsü verildiğini belirterek “Kolluk güçleri ve yargı, intihar vakalarını tam olarak araştırmalı” dedi. Mersin’de kadın örgütlerinin “Cinayetleri Durduracağız Platformu” adı altında örgütlendiğini ifade eden Koçak, kentte kadın sığınmaevlerinin kapasitesinin yeterli olmamasının da kadınları şiddet sarmalına mahkûm ettiğine dikkat çekti.

Mersin Kadın Platformu Sözcüsü ve İHD Yönetim Kurulu üyesi Hacer Koçak, son bir haftada 2 kadının öldürüldüğü Mersin’de, kadın cinayetlerinin endişe verici boyutlara geldiğini söyledi. Koçak, şehirdeki kadın örgütlerinin, cinayetlere dikkat çekmek, mahkeme süreçlerinde müdahil olmak, belediyelere sığınmaevi kurulması için baskı yapmak ve toplumda “aile içi şiddet özel bir sorun değildir” yargısını oluşturmak amacıyla Cinayetleri Durduracağız Platformu adı altında bir araya geleceğini açıkladı. Birçok kadın cinayetinin, kadınların yeniden eve dönmek zorunda kalması nedeniyle gerçekleştiğine dikkat çeken Koçak, “Mersin’de 4 ilçe belediyesi var ama bunların kadın sığınmaevi yok. Þiddet görüp polise başvuran kadın, ailesi kabul etmediği ve ekonomik bağımsızlığı olmadığı için yeniden şiddet gördüğü evine dönmek zorunda kalıyor. Bu da cinayetlere zemin hazırlıyor. Bu sarmalı kadın sığınmaevleri ile aşabiliriz” diye konuştu.

İntiharlarda korkutan artış

Mersin’de 2011 yılının ilk 8 ayında 35 kadının intihar ettiğini 320 kadının intihar teşebbüsünde bulunduğuna dikkat çeken Koçak, rakamların geçen senelere göre ciddi şekilde arttığını ifade etti. Koçak, “intihar süsü verilen kadın cinayetlerinden” şüphelendiklerini belirterek, “Cezalar artınca şiddeti ve cinayeti gizleme eğiliminin artmasından şüphe ediyoruz. Birçok vakada intihar ile cinayet ayırt edilemez oldu. Cinayet işleniyor ama intihar süsü veriliyor. Kolluk güçleri ve yargı, intihar vakalarını tam olarak araştırmalı. Günümüzde intihar vakalarının arkasındaki sebepler tam olarak incelenmiyor. Bunun somut örneğini 3 yıl önce de yaşadık. Bir genç kız su kuyusunda ölü bulundu ama olay intihar gibi yansıtıldı” şeklinde konuştu.

Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
duygu
Admin
Admin


Inscrit le: 23 Sep 2008
Messages: 6519

MessagePosté le: 11 Sep 2011 9:46    Sujet du message: Répondre en citant

Citation:

Cumhuriyet 11.09.2011
Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı Gönüllüsü Selma Toluay: Kadınlar, sahip oldukları hakların ve erkeklerle eşit olduklarının farkında değiller. Eğitim kurumları küçük yaştan itibaren bu konuda eğitimler vermeye başlamalı

‘Kadınlar farkında değil’

İstanbul Haber Servisi - Kadına yönelik şiddet, her geçen gün artıyor. Kadın hakları savunucularına göre şiddetin önlenememesinin en önemli nedeni, yasaların uygulanmaması, kadınların haklarının farkında olmaması ve eğitimsiz erkek. Kadın Hakları Koruma Derneği Genel Başkanı Avukat Gönül İşler, devletin bu konuda büyük yaptırımlar uygulamasının şart olduğunu söyledi. Mor Çatı Kadın Sığınma Vakfı Gönüllüsü Selma Toluay da şiddetin medya sayesinde görünür olduğunu belirtti.

Anne Çocuk Eğitim Vakfı’ndan (AÇEV) Ecehan Balta ise şiddete maruz kalan kadının korunmadığını, şiddet uygulayan erkeğin de cezalandırılmadığını kaydetti.

Kadın Hakları Koruma Derneği Genel Başkanı Avukat Gönül İşler, son iki yılda kadına yönelik şiddet olaylarının yüzde 1400 oranında arttığına dikkat çekti. Yargıçların yasaları uygulamadıklarını ve şiddet olayına tarafsız değil erkek gözüyle baktıklarını söyleyen İşler, “Ekonomik sorunlar, psikolojik bozukluklar, kadınlar ve erkeklerin aile içinde yanlış yetiştirilmeleri de şiddet olaylarının diğer nedenlerinden. Devletin bu konuda büyük yaptırımlar uygulaması şart. Bunun yanı sıra kadınların, idari mekanizmalarda kaydadeğer roller alması gerekiyor. Kadınların, Meclis’te ve yerel yönetimlerde en az yüzde 30 oranında temsilleri kadına şiddet sorununu büyük oranda bitirir” dedi.

Mor Çatı Kadın Sığınma Vakfı Gönüllüsü Selma Toluay da, “Aslına bakılırsa kadına yönelik şiddet zaten fazlaydı. Bugüne özgü bir şey olduğunu düşünmüyorum. Þu anda artmış olarak görünmesinin temel nedeni medya tarafından daha çok önem verilip gündem maddesi yapılmasındandır. Tabii bunun sağlanmasında da kadın örgütlerinin yaptığı dikkat çekici çalışmalar önemli rol oynamıştır” dedi.

‘MEB müfredata alsın’

Kadına yönelik şiddetin asıl sebebinin kadınların sahip oldukları hakları bilmemesi olduğunu savunan Toluay, “Kadınlar erkeklerle eşit olduklarının farkında değiller. Bunu sağlayabilmek için kadına küçük yaşlardan başlayarak kazanılmış hakları ve toplumsal eşitlikleriyle ilgili eğitimler verilmelidir. Bu eğitim faaliyeti Milli Eğitim Bakanlığı müfredatı içinde de yer almalıdır” dedi.

‘Erkekler korunuyor’

Anne Çocuk Eğitim Vakfı (AÇEV) Þiddetsiz Aileler İçin Baba Eğitim Projesi Koordinatörü Ecehan Balta ise kadına yönelik şiddetin temel nedeninin, şiddeti uygulayan erkeğin cezalandırılmaması ve şiddete maruz kalan kadının korunmaması olduğunu vurguladı. Balta şöyle devam etti: “Bunu aşmanın yolu yasaların tam anlamıyla uygulanmasından geçer. Tabii kadına şiddetin temel nedeninin eğitimsizlik olduğunu da söyleyebiliriz. Kadın örgütlerinin neredeyse tümü kadının haklarına ve eşitliğine yönelik sadece kadınlara eğitim veriyor.

Ancak erkeğin de bu konuda eğitilmesi ve bilinçlendirilmesi gerekiyor.”

Kadınlarla Dayanışma Vakfı Gönüllüsü Figen Çaban ise konuyla ilgili görüşlerini şöyle özetledi: “Kadına şiddetin en önemli nedeni, şiddetin meşru olarak gösterilmesidir. Bunun yanı sıra toplum, kadına şiddeti suç olarak değil, aile içi hal olarak görmekte. Tabii bir nedeni de kadınların sosyal ve siyasal yaşama girmemeleri için sistem tarafından şiddetin desteklenmesidir. Bu soruna yönelik yasalar son dönemde iyileştirildi. Ancak yargıçlar tarafından sağlıklı uygulanmıyor. Sorunu çözmek için öncelikle var olan yasaların sağlıklı uygulanması gerekir.”
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
duygu
Admin
Admin


Inscrit le: 23 Sep 2008
Messages: 6519

MessagePosté le: 18 Sep 2011 12:06    Sujet du message: Répondre en citant

Actualités forumuna birakilmis bilgiyi buraya aktariyorum. Aslinda kimse burada yazdiklarimla ve buraya tasidiklarimla pek ilgilenmedi amma.

Cuneytbelmondo a écrit:

“Tecavüze uğrayan kadın evlensin yargıyı uğraştırmasın!”
"Les femmes victimes de viol n'ont qu'à se marier et ne pas encombrer les tribunaux!".
Quand je lis ces nouvelles, j'ai l'impression qu'il s'agit de l'Iran. Mais non c'est bien en Turquie que çà se passe.

HSYK’nın düzenlediği yargının iş yükünün azaltılması konulu çalışmada, yapılan önerilerden biri, ‘kadınlar tecavüzcüsüyle evlensin dava kapansın’ oldu. Çalışma raporunda ayrıca tecavüze uğrayan kadınların beden ve ruh sağlığı raporu yerine sadece beden sağlığı raporunu alınmasının yeterli olduğu belirtildi.

HSYK tarafından organize edilen ‘yargının hızlandırılması ve sorunların tespit edilmesi’ toplantısında, hâkim ve savcıların yaptığı önerilerin dosyasına ulaşan Radikal Gazetesi’nden Mesut Hasan Belli’nin haberi, HSYK’nın AKP eliyle nasıl bir kuruma dönüştürüldüğünü gözler önüne seriyor.

İlginç isteklerde bulundular
Yargıda durum analizi adlı raporda var olan öneriler öncelik sıralamasına göre Adalet Bakanlığı ve ilgili kurumlara gönderilecek. Rapordaki önerilerin bir kısmı oldukça ilginç: ‘HSYK’nın başkanı sembolik olarak cumhurbaşkanı olmalı’, ‘Bazı kurumlardaki döner sermaye verilmesi gibi imkânlar tanınmalı’, ‘Protokoller yapılarak hâkim ve savcıların buralarda ücretsiz muayene edilmesi sağlanmalı’, ‘Hâkim ve savcıların belli aralıklarla psikolojik destek alması sağlanmalı’, ‘Cüppeler yeniden tasarlanmalı’ gibi talep ve öneriler raporda yer alıyor.

"Ruh sağlığını boşverin bedene bakın"
Kadına yönelik şiddete dair ise raporda yer alan öneriler tam anlamıyla korkutucu işte bazı öneriler: “Adli Tıp’tan cinsel suçlarla ilgili daha hızlı rapor alabilmek için ‘beden ve ruh sağlığının bozulup bozulmadığı’ araştırılmayacak bunun yerine sadece ‘beden sağlığının bozulup bozulmadığı’ araştırılacak. 15 yaşından küçüklere karşı rızaen cinsel ilişki suçlarının ceza miktarları düşürülmeli, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 434. maddesindeki uygulama yeniden hayata geçirilmeli.” Yürürlükten kaldırılan bu madde kaçırılan veya alıkonulan kadının evlenmesi halinde koca hakkındaki cezanın 5 yıl ertelenmesini öngörüyor. Ayrıca söz konusu madde mağdurun tecavüzcüsüyle evlenme maddesi olarak da biliniyor.

http://haber.sol.org.tr/kadinin-gunlugu/tecavuze-ugrayan-kadin-evlensin-yargiyi-ugrastirmasin-haberi-46447
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
duygu
Admin
Admin


Inscrit le: 23 Sep 2008
Messages: 6519

MessagePosté le: 18 Sep 2011 12:10    Sujet du message: Répondre en citant

Butun kabahat kadinda gorusu asil olan.
Tecavuze ugradiysa bizi ugrastirmasin, sort giyip yumruk yediyse iyi olmus giymesin, kocasindan dayak yediyse iyi olmus kocanin vurdugu yerde gul biter cennete gider...
Kadin ortunmeyince erkek tahrik oluyor, oyleyseortunsun ama ortununce de erkek daha çok tahrik oluyor gizliye kapaliya ulasmak için.
Kadin olmak zor !?
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
Cuneytbelmondo
Spammer
Spammer


Inscrit le: 29 Jan 2010
Messages: 742
Localisation: Paristanbul

MessagePosté le: 18 Sep 2011 15:34    Sujet du message: Répondre en citant

Özlem Albayrak'dan dindar erkeklere gönderme
Özlem Albayrak dindar erkeklerin evlenmek için idealindeki kadın tipini açıkladı.


Yenişafak gazetesi yazarı Özlem Albayrak, Akşam gazetesinden Eren Demir'e vermiş olduğu röportajda türbana karşı bakış açısını değerlendirdi. Muhafazakar kesimin türbanlılara yönelik eleştirilerine yanıt veren Albayrak, dindar erkeklerin idealindeki kadın tipini tarif etti.
İÞTE O RÖPORTAJ;

Süslenen örtülü kadına yönelik eleştirilere köşe yazarı Özlem Albayrak'tan tepki var. Bir dönem 'laikçilerin' şimdi, dindarların İslam'ın tek göstereni başörtüsüymüş gibi davrandığını vurgulayan Albayrak, 'Mecralar, 'örtülü kadınların nasıl bozulduğundan' bahseden erkeklerle doldu. Başörtüsü bu kadar kutsaldı da eylemlerde kutsalınıza destek vermek yerine neden kaçtınız?' diyor.
BAÞÖRTÜLÜ KADINLAR KINANIYOR
Başörtülüler yeterince açık değil diye Kemalistlerin hedefiydi, şimdi yeterince kapalı değil diye dindarların. Başörtülüleri hizaya getirme heveslisi ne çokmuş' diyorsunuz. Bu tavrın nedeni ne?

Nedeni girdiğim her ortamda başörtülü kadınlar için, 'fazla modernleştiler, çok oluyorlar artık' tavrıyla karşılaşmam. Yüksek gelirlisinden düşük ücretlisine, doktorundan işçisine, her sınıftan mütedeyyin erkek Kur'an-ı Kerim'den bir ayete tutunuyor, o ayetin teviliyle başörtülü kadınlara vuruyor. Tamamının tesettürü gerektiği gibi taşıdığı iddiasında değilim. Ama bu konu, modernizm karşısında erkek-kadın tüm Müslümanların değişimiyle birlikte ele alınmadığında sadece kadını hedef alır hale geliyor. İslam'ın tek göstereninin başörtüsü olduğunu varsaymanın, laikçileri ne tür önlemler almaya ittiğini gördük. Þimdi aynı refleksi dindar kesim veriyor, tek farkla ki başörtülü kadınlar giyimlerinden ötürü yasaklanmıyor ama kınanıyor. Rahatsızlık verme noktasında iki eylem arasında sadece derece farkı var. Bu tutum, başörtüsünü Kur'an'ın emirlerinden bir emri olmaktan çıkarıyor, gerekenden çok kutsallaştırıyor. O zaman da 'Madem bu kadar kutsaldı, 28 Þubat'taki üniversite eylemlerinde kutsalınıza destek vermek yerine niye kaçacak delik aradınız?' sorusu ortaya çıkıyor.
- Başını örtüp dar kıyafet giyen kadınlar için 'sözde tesettürlü' yorumu yapılıyor...

Başını örten ama dar giyen kadınlar da var, başını örtüp tesettüre uygun giyinen de. Ama namaz kılıp zina yapan, Hac'ca gidip işçinin hakkını vermeyen dindar erkekler de var. Hepsini tartışalım. Sadece birini almanız haksızlık ve bütünü görmenin önüne geçiyor. Kaldı ki, başını örten ama dar kıyafetler giyen kadınları günaha sevkeden şey, büyük ölçüde genelgeçer beğeni kıstasları ve moda sektörü. İnsan nefsi olan bir varlık, bu yer de bir sınav alanı. Modern hayat, dayattıkları, doğasında süslenmek olan kadının sınavını daha da zorlaştırıyor. Ama sadece kadınların günahlarını tartışmak İslam'ın tek temsilcisi kadınlarmış gibi davranmak anlamına geliyor ve erkeklerin elini rahatlatıyor. İslam, 'kadınlarınızı ortamlarda dilinize dolayın, kendinizi asla sigaya çekmeyin' diyor da bizim mi haberimiz yok?
KADINLIKTAN İHRAÇ ETTİLER
- Süslü, örtülü kadına toplum nasıl bakmalı?

Bugün mütedeyyin erkeklerin müstakbel eşinde aradığı kriter nedir? İman mı, güzellik mi? İkincisi olduğu zannındayım. Örtülü kadınlar evlenmek için süsleniyor demeye getirmiyorum. Modern hayat herkesi ama az- çok değiştirdi, kadın-erkek Müslümanlar sekülerleşti. Aşırı sekülerleşme ahlaki sürmenajı beraberinde getirdi. Müslümanlar, modern çağın 'iyi görünme' kutsalını, Kur'an'ın kutsalını ara ara unutacak ölçüde benimsedi. Kadınlar da bundan payını aldı. Başörtülü kadınlardaki güzel gözükme yönelimini ancak bu süreç ve erkeklerin de değişimiyle birlikte okuduğumuzda doğru anlayabiliriz. İşin ikinci ve birincisi kadar önemli kısmı da şu ki, 28 Þubat'ın en janjanlı günlerinde, 20'li yaşlardaki genç kızlara örtülü oldukları için sokaklarda teyze diye sesleniliyordu. Okuldan atılmak bir yana sokaklarda da kadınlıktan ihraç edildi bu kızlar. Oysa başörtülü olmak kadınlık özelliklerinden azade kılmaz.
İSLAM'LA MÜCADELE BAÞÖRTÜSÜ ÜZERİNDEN YÜRÜTÜLDÜ
- Başörtülü kadın daha mı çok kontrol altında tutuluyor?

Bu kutsallık atfetme durumu. Kutsallık atfetmek, kutsalı taşıyana hem sorumluluk yüklüyor, hem de hizaya getirme hakkı veriyor kutsallık yükleyicilerine. Kadının erkeğin düştüğü hatalara düşmemesi gerektiği düşüncesinin ardındaki neden bu. Oysa Allah Teala'nın görevlerin taksimatında adil davrandığını düşünüyorum. Laikçi kesim de kadınların örtüsünün İslam nezdinde kutsal olduğunu düşündüğü için böylesine vandallaşabildi. İslam'la mücadele başörtüsü üzerinden yürütüldü. Þimdi dindar kesim de başörtüsüne aynı derecede kutsallık atfediyor. Oysa ne İslam'ın tek temsilcisi örtülü kadın, ne de tek emri başörtüsü. Kul hakkı, zina, namaz, kötülükten men de İslam kurallarından birkaçı.
AYRIM ÇABASI TUTMADI
- Örtülü bir kadın, açık bir kadına nasıl bakar?

Hangi açık kadın? İnanan ama örtünme emrini uygulayamayan? İnanmayan? Ateist olup ahlaki değerleri sayesinde örtülü kadınla pek çok kesişim kümesi bulunan? Değer yargılarıma beni incitecek şekilde karşı olmayan açık bir kadınla arkadaş olabilirim. Yalan söyleyen örtülü kadına da çarşaf içinde bulunsa da itimat edemem. 'Açık-örtülü' kategorizasyonunu, kadınlar arasında ayrışmaya yol açacak kadar derinleştirme çabaları Þubat'ta başladı. Ama tutmadı.
- İslami değerlerle feminizm örtüşür mü?
Kendimi feminist olarak tanımlamıyorum. Temelde erkek ve kadının çatışma halinde olarak tasavvur edilmesi dünyayı algılama tarzıma uymuyor. Feminizmin, lezbiyenliği salık veren kolu da çok rahatsız edici. Ama feminizmle kesişim kümelerim bulunabiliyor. Tereddütsüz feminist olmam mümkün değil, ama kadınların kadın olmaklığından ötürü uğradığı ayrımcılıklar olduğunu düşünüyorum.
Aynada kendisini görüp kızıyor
- Başörtüsünde marka da sınıflaşma yaratıyor. Muhafazakar kesimde para önem mi kazanıyor?

Sınıflaşma olduğu doğru. Oysa din kardeşliğinin dayanışma getirmesi gerekirdi. Müslümanlar arasına yayılanın rekabet yerine, birbirini desteklemek olması gerekirdi. Sadece başörtüsü değil, araba markaları, villa stilleri de ayrımı keskinleştiriyor. İşçinin hakkını deste deste üst üste koyuyor işveren Müslüman. Ve bu işçilerin çoğu örtülü kadınlardan, dindar yoksullardan müteşekkil oluyor. Bunun sebeplerinden biri; serbest piyasaya, küreselleşmeye olan itirazın desibelinin düşmesi. Çünkü para ve iktidara hükmedenin 'dindar kesimden' olması, 'bizden' duygusu sistemle hesaplaşmanın ertelenmesine yol açtı. Dindarların, dindarlığının bir nedeni de Cumhuriyet kadrolarının 'din düşmanı' olması, en azından dindarlarda o hissi uyandırmasıydı. Devletin din düşmanlığı azaldıkça, ülkenin küresel kapitalist sisteme entegrasyonu kolaylaştı.
- Mini Cooper'lı ile durakta bekleyen başörtülü arasında ayrışma var mı?

Allah'la olan bağ eprimeye, ibadetlerden duyulan lezzet azalmaya başladığı yerde, insan madde peşinde koşmaya başlar. Herkesin aynı yere aktığı bu maratona katılmamak neredeyse imkansız. Bu maratonun kendisini sorgulamadıkça da çıkış yolu yok.
- Yeni bir Türkiye var. Bu değişim muhafazakar kesimde nasıl yaşandı?

Dindar kesimler 10 yıllık süreçte modernizmin imkanlarıyla tanıştı. Kendini kimlik üzerinden ifade etme, demokratik yollardan mücadele gibi olumlu denebilecek davranış kalıpları sözkonusu oldu, var olanlar yaygınlaştı. İçlerine kapanmaktan vazgeçtiler, eleştiri yapmayı, protesto etmeyi öğrendiler. Ama ilginç bir şekilde inanç merkezli olan protest bakış açısı kayboldu. Değişmeyen şeyler de var, mesela erkeklerin kadına bakışı. Nasıl ki Cumhuriyet rejiminin göstereni karpuz kollu gömlekli, pileli dizaltı etekli öğretmen edalı, saçı boyalı kadınlarsa; son 10 yılın temsilcisi olduğu varsayılanlar da örtülü kadınlardı. Aslında dindar erkekler süslenen, daracık kıyafetlerle sokağa çıkan, lükse tutku duyan, deniz tatili arzulayan örtülü kadını eleştirirken aynaya baktıklarını farkettiklerinden bu kadar bozuluyorlar. Bu temsil biçimi onları kendilerinin de kaybettiği değerlerle yüzyüze getiriyor ve daha çok saldırganlaşıyorlar.
- Başörtüsü moda halini mi alıyor?

Allah aşırıya gidenleri sevmez ama 2011 yılında örtülü kadınların binlerce ürün çeşidinin olduğu bir ortamda, 'şu anneanne çorabından istiyorum' demesini de emretmemiştir sanırım. İnsan gönlüne hoş geleni, yakıştığını düşündüğünü tercih eder.
'AÇIK OLSUN AMA ASKILI DA GİYMESİN'
- Muhafazakar erkeklere siteminiz var. Başörtülü kadın toplum içinde ve sorunlarıyla yalnız mı kaldı?

Yalnız kalmakla kalsa iyi, bir darbe de dindar erkeklerden yedi. Örtülü kadınların yeterince 'presentabl' görüntü vermediği için işyerlerinde arka taraflara itildiği, daha az ücrete çalıştırıldığı gerçeği bin kez söylendi. Ama bununla bitmedi ki; bugün dindar erkek 'saçı açık olan ama askılı da giymeyen' şeklinde tarif edilebilecek bir mazbutluk düzeyindeki kadınları eş olarak seçmesinin özeleştirisini vermeden, örtülü kadınları fazla süslü diye kınayamaz.
- 'Açık kadına tebliğ yapmaya çekinir, ama örtülü kadını eleştirdikçe iç huzuru yaşar' diyorsunuz...

Bildiğiniz korkaklık bu. Çünkü açık kadını yolda çevirip 'Madem müslümansınız, neden saçınızı örtmüyorsunuz' diyebilecek babayiğit görmedim. Yapması da gerekmiyor. Sonuçta kafasına çanta yeme ihtimali bulunduğundan bedel ödemeyi göze alamazken; örtülü kadın sözkonusu olunca bu çekinceler düşüyor. Sosyal medyadan kafelere toplumsal mecralar 'örtülü kadınların nasıl bozulduğundan' sözeden erkek tayfasından geçilmez halde. Üstelik örtülü kadınların yanında konuşuluyor. Örtülüler 'mahallenin kızı' olduğundan, sözlerinin bedelini ödeme durumu yok. Bu dedikoduları yaparken, geleneğin bir diğer emri de güme gidiyor ama: 'Kadınların adı öyle ortalık yerlerde kahvehane ağzıyla telaffuz edilmez'.
- Yaşanan genel olarak bir kadın sorunu mu, yoksa örtülü kadının sorunu mu?
İlk etapta örtülü kadının yüzyüze kaldığı bir sorun. Ancak genel itibariyla kadın sorunlarından bir kalem olarak almak gerekiyor. İkincisi dindar erkeklerin başörtülü kadınlara yönelik eleştirisinin temel argümanının ivmelenme noktası ataerkil düşünme biçimi. 'Çok oluyor bunlar, söz dinlemiyorlar' minvalindeki bir eleştiri İslam kaynaklı mıdır, yoksa ataerkil dilden mi neşet eder?
MUHAFAZAKAR ERKEK İÇİN ÖRTÜ KRİTER DEÐİL
- Kimi başörtülü genç kızlar, 'Muhafazakar erkek başı açık kızla sevgili olur, başı örtülü kızla evlenir' yorumu yapıyor...

Tam aksi de olabilir. Dindar erkeklerin eş seçiminde başörtüsünün olmazsa olmaz kriter olduğunu düşünmüyorum. Ama dindarlığının altını çizmek için başörtülü bir kadınla evlenip, sevgililerini açık kadınlar arasından seçen de var. Genelleştirme yapmadan bu örnekleri veriyorum, yoksa açık kadının da, örtülünün de seçimlerine saygı gösteren pek çok dindar erkek mevcut hala...


http://www.ensonhaber.com/ozlem-albayrakdan-dindar-erkeklere-gonderme-2011-09-18.html
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
cengiz-han
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 12 Jan 2008
Messages: 13616
Localisation: Paris

MessagePosté le: 18 Sep 2011 23:37    Sujet du message: Répondre en citant

Basortu bu isin bir boyutu, ama ozellikle Turkiye'de basortude dini inanç en onemli husus degil bana gore.

Konu bu forumlarda tartisilmaya çalisildi ama çarsafa karsi olanlar, çarsaflilari kaçirdilar ya da çarsaflilarin soylecek fazla bir seyi yoktu.

Duygu hanimin uzerinde durdugu genelde kadinin konumu. Cok guzel ustune basmis, kadin ortulu degilse erkek ne yapacagini sasiriyor, eli ayagi titriyor akli basindan gidiyor...
Yahu erkek denen yaratik bu kadar mi aciz?

Ancak kadin ve erkek ayrimciligi sadece Turkiye için yahut Musluman ilkeler için sorun degil, gelismis dedigimiz dunyada da obur tarafta gorunen kaba ve ilkel ayrimciligin burada incesi sinsice olani var.

Benim için en onemli konu "Turkiye'de kadin olmak" git gide zorlasiyor. Benim Cumhuriyet donemi gorusum bu yonde, git gide hosgorusuz, tutucu bir toplum var Turkiye'de bu da çogu zaman ikiyuzluluk, sinsice davranislari da beraberinde getiriyor bence...
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
duygu
Admin
Admin


Inscrit le: 23 Sep 2008
Messages: 6519

MessagePosté le: 21 Sep 2011 1:31    Sujet du message: Répondre en citant

Dogrusu bu konuda yalnizlik çekiyordum, beyler ekleme yapmislar sevindim...
Konuya devam edecegim, bu sadece yalnizliktan kurtulmanin sevinci diyelim.

Eee, buraya hiç mi kadin gelmiyor?
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
Raskolnikoff
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 09 Oct 2007
Messages: 3474
Localisation: Somewhere in the world

MessagePosté le: 22 Sep 2011 10:49    Sujet du message: Répondre en citant

Buraya vakt-i zamaninda epeyi kadin geliyordu Duygu hanim....özellikle burka konusunda karsi görüslüler arasinda hararetli tartismalar yasandi, ama kisa sürede fikirlerin yerini kisisel satasma ve saldirilar aldi ve hanimlar arazi oldular forumdan.
Bence sorunlarin temelinde Türk toplumundaki cinsel doyumsuzluk önemli rol oynuyor ve gelistirdigi tutuculukla birlikte bu iki öge birbirini besliyor.
Bugün günlük basindaki bir spor haberinde Fener stadinda sadece kadin ve çocuklarin önünde oynanan FB Manisa karsilasmasinda Manisali sporculardan birinin tribünlerdeki kadinlara öpücük yollamasinin nasil tepki dogurdugunu büyük bir saskinlikla okudum örnegin. Birisi kalkmis, "onun anasi yok mu?" demis bu da baslik olmus. Aklima yillar önce okudugum baska bir haber geliverdi. Adamin biri müzik grubu "Eminem"in kasetini yolda bagira çagira satan bir korsan saticiyi "anamin adi Emine" diyerek biçaklamis!!!
Birkaç sene önce katildigim forumlardan birinde de, basortusu, türban, tartismalarina katilarak " karilarini örtmek isteyen adamlarin kompleksli, kendilerine ve eslerine güveni olmayan kisiler" oldugu görüsümû dile getirmistim, ve "baskasinin karisinin bacisinin orasini burasini görememek bir yerine mi batiyor?" diye bir yanit gelince o forumdan hemen çikmis, bir daha yazmamistim.
Erkek kadin, herkesin bedeninin sadece kendisine ait oldugunu ve baskalarinin o bedende ancak o bedeninin sahibinin onayi ölçüsünde "sinirli haklari" oldugunu, iki cinsin birbirine iltifatlarinin, hatta karsilikli arzularini dile getirmelerinin çok dogal oldugunu ve insanlarin birlikteligin karsilikli onay ölçüleri içinde olmasi gerektigi ilkesini benimsemis biri olarak bu tür ilkellikleri gerçekten yadirgiyorum. Bir kadinin güzelligini, çekiciligini sergilemesi, karsi cinsin ilgisini çekmeye çalismasi hem dogal, hem de onun hakki..Bu erkek için de geçerli elbet. Kisitlamalar dogal olarak, olumsuz sonuçlariyla, cinsel doyumsuzluga ve sapik davranislara yol açiyor.
_________________
Родион Романович Раскольников
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
Montrer les messages depuis:   
Poster un nouveau sujet   Répondre au sujet    Forums d'A TA TURQUIE Index du Forum » Forum en langue turque Toutes les heures sont au format GMT + 2 Heures
Aller à la page 1, 2, 3 ... 17, 18, 19  Suivante
Page 1 sur 19

 
Sauter vers:  
Vous ne pouvez pas poster de nouveaux sujets dans ce forum
Vous ne pouvez pas répondre aux sujets dans ce forum
Vous ne pouvez pas éditer vos messages dans ce forum
Vous ne pouvez pas supprimer vos messages dans ce forum
Vous ne pouvez pas voter dans les sondages de ce forum


Powered by phpBB v2 © 2001, 2005 phpBB Group Theme: subSilver++
Traduction par : phpBB-fr.com
Adaptation pour NPDS par arnodu59 v 2.0r1

Tous les Logos et Marques sont déposés, les commentaires sont sous la responsabilités de ceux qui les ont postés dans le forum.