269 visiteur(s) et 0 membre(s) en ligne.
  Créer un compte Utilisateur

  Utilisateurs

Bonjour, Anonyme
Pseudo :
Mot de Passe:
PerduInscription

Membre(s):
Aujourd'hui : 0
Hier : 0
Total : 2270

Actuellement :
Visiteur(s) : 269
Membre(s) : 0
Total :269

Administration


  Derniers Visiteurs

administrateu. : 18h06:46
murat_erpuyan : 18h09:10
SelimIII : 1 jour, 07h33:42
Salih_Bozok : 3 jours
cengiz-han : 4 jours


  Nétiquette du forum

Les commentaires sont sous la responsabilité de ceux qui les ont postés dans le forum. Tout propos diffamatoires et injurieux ne sera toléré dans ces forums.


Forums d'A TA TURQUIE :: Voir le sujet - Benim Cumhurbaskanim degil !
Forums d'A TA TURQUIE Index du Forum Forums d'A TA TURQUIE
Pour un échange interculturel
 
 FAQFAQ   RechercherRechercher   Liste des MembresListe des Membres   Groupes d'utilisateursGroupes d'utilisateurs    

Benim Cumhurbaskanim degil !
Aller à la page Précédente  1, 2, 3
 
Poster un nouveau sujet   Répondre au sujet    Forums d'A TA TURQUIE Index du Forum » Forum en langue turque
Voir le sujet précédent :: Voir le sujet suivant  
Auteur Message
cengiz-han
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 12 Jan 2008
Messages: 13616
Localisation: Paris

MessagePosté le: 27 Fév 2015 1:44    Sujet du message: Répondre en citant

Citation:

Mehmet Y. Yılmaz
hurriyet.com.tr

Makamın değerini ve anlamını bilmek

26.02.2015

CUMHURBAÞKANI Recep Tayyip Erdoğan, Genelkurmay Başkanı'nı eleştiren MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye yanıt verirken şöyle konuştu:

"Sözler iftira, ihanet boyutunu aştı. Genelkurmay Başkanımıza akla hayale gelmedik ifadelerle saldıran bu zat önce aynaya bakmalı. Sen şu anda Genelkurmay Başkanımızın atılacak tırnağının bir paresi bile olamazsın."

Kendisine yapıldığını düşündüğü hakaretler için son derece hassas olduğunu bildiğimiz Cumhurbaşkanı'nın bir muhalefet liderine bu sözleri bir çırpıda söyleyebiliyor olmasında bir tuhaflık yok mu?

Tersi olsaydı, aynı sözleri Cumhurbaşkanı için herhangi bir vatandaş söyleseydi, şu anda "tutuklu olarak" yargılanmak üzere kodese tıkılmıştı.
Cumhurbaşkanlığı makamı, devletin ve milletin birliğini temsil ediyor.
Bu nedenle ona yapılmış hakaretler cezalandırılıyor ki "kutsal" sayılan bu kavramlar korunabilsin.

Ama bu görev vatandaşlara olduğu kadar o makamın sahibine de düşüyor olmalı.

O da bulunduğu makamın ve ettiği yeminin anlamını biliyor olmalı ve sözlerine de dikkat etmeli ki böyle tuhaflıklar yaşanmasın.

Cumhurbaşkanı, günlük siyasetin içinde bu kadar olursa, her gün birilerine yanıt yetiştirmeye kalkışırsa sonunda varacağımız yer, o makamın halkın bir bölümünün nezdindeki değerini kaybetmesi olur.
Ondan sonra gelsin hakaret davaları!

Sonunda bu yüzden ceza verilenleri koyacak hapishane kalmayacak, ben uyarmış olayım.

Bahçeli askerden ne istiyordu?

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Süleyman Þah Türbesi'nin taşınması nedeniyle Genelkurmay Başkanı'nı da eleştirdi.
"Özel Paşa, vatan senin için nedir? Harbiye'de vatan dersi anlatılırken dersi mi kırdın, okuldan mı kaçtın" dedi.

Türbenin taşınması kuşkusuz ki siyasi bir karardır.

Yetkili olan merci hükümettir, karar siyasidir, siyasi sonuçları olur.
Genelkurmay Başkanı'na düşen görev bu aşamadan önce bir asker olarak kendi değerlendirmesini hükümete iletmektir.

Oradaki askerler ve türbe bir saldırı anında korunabilir mi? Türbeyi korumak için silahlı çatışmayı göze almak nasıl sonuçlar doğurabilir? Oradaki askerlerin IÞİD gibi bir örgütün eline geçmesinin olası sonuçları nedir? Riskler nedir?

Bunu değerlendirir, görüşünü bildirir, gerisi hükümetin kararıdır. Askere düşen, kendine verilen görevi kusursuzca yerine getirmesidir.
Onun için Devlet Bahçeli'nin bu eleştirisini anlamlandırabilmek mümkün değil.

Bahçeli ne istiyordu? Genelkurmay Başkanı, kendisine verilen siyasi direktifi yok sayıp, kendi kafasına göre mi davranacaktı?
O günleri artık geride bırakmadık mı?

Askeri, hükümetin talimatlarını dinlemediği için suçlamak bir tür darbe kışkırtıcılığı sayılmaz mı?

Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
SelimIII
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 30 Aoû 2007
Messages: 2996
Localisation: Paris

MessagePosté le: 25 Juin 2015 17:49    Sujet du message: Répondre en citant

Cankaya'daki AKP'li derdi rahmetli Arcayurek Abdullah Gül için... Gelen gideni aratirmis o da baska ama bugunlerde 11. Cumhurbaskaninin ismi isitilip isitilip siyaset arenasina surulunce tepem atti. Neyse Ahmet Hakan bu konuda guzel bir yazi dosenmis onu paylasayim...


Citation:


Abdullah Gül hiç kusura bakmasın ama
16.06.2015 Salı
Hurriyet

ABDULLAH Gül'le ilgili kitabın özetini üç maddede veriyorum:

- BİR: Demokrasiden uzaklaşıldı, cepheleşme tehlikeli boyutlara ulaştı, özgürlükler kısıtlandı. Abdullah Gül olarak ben hep "Bu gidiş iyi değil" dedim.
- İKİ: Elimden geleni yaptım. Düzeltmeye çalıştım. Uyarmak için çırpındım. Bazı konularda etkili oldum, bazı konularda etkili olamadım.
- ÜÇ: Ben Tayyip Erdoğan gibi değilim. Ben başkayım. Ben daha demokratım. Eğer fırsat verilirse... Bundan sonra Erdoğan'a karşı daha dişli olurum.


*


Kusura bakmasın ama Abdullah Gül'e söylenmesi gerekenler şunlardır:


*


- "Türkiye'nin gidişi iyi değil" dediğiniz zamanlarda siz ülkenin bir numaralı koltuğunda oturuyordunuz.
- Eğer gerçekten de samimi olarak elinizden geleni yaptıysanız... Kusura bakmayın ama çok beceriksizsiniz. Çünkü her şey size rağmen oluverdi.
- Yedi yıl bir numaralı koltukta oturacaksınız ve Türkiye'nin geleceğini karartacak gelişmeler karşısında fark yaratmayı beceremeyeceksiniz. Bu mudur yani?
- Bu denli başarısız bir siyasetçinin, bugün doğan boşluktan yararlanarak "Türkiye'nin panzehiri benim" diye mektup yazmaya hakkı var mı?
- Cumhurbaşkanlığı gibi bir makamı, Türkiye'nin geleceğinin karartıldığı günlerde en etkili şekilde kullanamamış bir siyasinin, bundan sonra geleceği makamları etkili bir şekilde kullanacağının garantisi var mı?
- Dört bakan Yüce Divan'dan kaçırılırken... Cumhurbaşkanı olarak "Bu olmaz" diye haykırdınız mı? Cumhurbaşkanı iken yapmadığınız şeyi, başbakanken yapacağınızın garantisi var mı?
- Hem Cumhurbaşkanlığı gibi mühim bir görev ifa edeceksiniz... Hem de gelişmelerin hiçbirinin önüne geçemeyeceksiniz. Hani nerede başarı?
- Hiçbir risk almayacaksınız... Armudun pişmesini bekleyeceksiniz... İdare-i maslahat yapacaksınız... Boşluğu görünce de "Türkiye'nin umudu o adam değil benim" diye topluma mesaj sarkıtacaksınız.


*


Ben kitabı böyle okudum.
Ve bu durum hiç hoşuma gitmedi.


*


Abdullah Gül, keşke Ahmet Sever'den...
"Yapamadım, beceremedim, başaramadım, risk alamadım, haykıramadım, durduramadım, etkili olamadım, çekindim, ürktüm" falan diye bir özeleştiri kitabı yazmasını talep etseydi.
Su gibi okur, öper, sarıp sarmalar, kütüphane rafının en üst katına koyardım.


Yüzde 52, nasıl yüzde 40'a indi?




CUMHURBAÞKANI Erdoğan...
- Açılış adı altında miting yapmasaydı.
- Muhalefet liderleriyle polemiklere girişmeseydi.
- Seçim kampanyasına Davutoğlu'ndan bile fazla asılmasaydı.
- Meydanlarda AK Parti sloganlarını arttırmasaydı.
- Seçimde bir oy fazla almak için yapılması gereken ne varsa fazlasıyla yapmasaydı.
- Sanki kendisi oylanıyormuş gibi bir hava estirmeseydi.
- Kısacası anayasal sınırları içinde kalmayı başarsaydı...
Bugün çıkıp "Ben yüzde 52 ile seçilmiş bir cumhurbaşkanıyım" cümlesini gönül rahatlığıyla kurabilirdi.


*


Ancak tam tersini yaptı.
Ve o meşhur yüzde 52'yi, yüzde 40.7'ye indirmeyi başardı.
En azından zihinlerde... En azından algıda... En azından görüntüde...
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
SelimIII
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 30 Aoû 2007
Messages: 2996
Localisation: Paris

MessagePosté le: 30 Juil 2015 17:39    Sujet du message: Répondre en citant

Citation:




Yılmaz Özdil

E-mail: yozdil@sozcu.com.tr

30 Temmuz 2015


Git dolaş gel açılırsın biraz

Asrın lideri Çin’e gitti.
Gezmeye.

*

Londra’da bir asker öldürüldü, İngiltere başbakanı Fransa gezisini yarıda kesip, ülkesine döndü. Türkiye 11 şehidini toprağa verirken, asrın lideri şarkıcıları uçağına doldurup, Somali’ye gitti.

*

Valencia metrosunda kaza oldu, İspanya başbakanı Hindistan gezisini yarıda kesti, ülkesine döndü. Reyhanlı’da 53 insanımızı havaya uçurdular, asrın lideri ABD’ye uçtu.

*

Deprem oldu, iki kişi öldü, Yunanistan başbakanı Avustralya gezisini yarıda kesip, ülkesine döndü. Helikopterimiz düştü, 17 şehit verdik, karakol basıp 8 askerimizi şehit ettiler, Ahmet Kiziroğlu, asrın liderinin eşi ve kızıyla birlikte Myanmar’a taziyeye gitti.

*

Kıbrıs Rum Kesimi’nde cephanelik patladı, genelkurmay başkanı istifa etti, savunma bakanı istifa etti, genelkurmay başkanı yargılandı. Afyon’da cephanelik patladı, devletin valisi, genelkurmay başkanına sucuk hediye etti, Hindistan’da Pakistan’da olur böyle şeyler denildi.

*

Ethem’in suratına ateş edildi, Berkin, Abdocan, Ahmet, Mehmet öldürüldü, Ali İsmail sopalarla dövülerek katledildi, komiser Mustafa Sarı şehit oldu, asrın lideri Fas’a gitti.

*

Reyhanlı için yas ilan edilmedi.
Gazze için yas ilan edildi.
Ermenek için yas ilan edilmedi.
Mısır için yas ilan edildi.
Uludere için yas ilan edilmedi.
Papa öldü, yas ilan edildi.
Suruç için yas ilan edilmedi.
Suudi Kralı öldü, yas ilan edildi.

*

Fantomumuz vurulduğunda, Brezilya’yı dolaşıyordu. Þehit pilotlarımızın cenazeleri çıkarıldığında, Bodrum’da tatil yapıyordu. Suudi kralı öldüğünde Afrika gezisindeydi, derhal yarıda kesti.

*

7 Kasım’da Endonezya’ya gitti, 9 Kasım’da resmi temasları bitti, 10 Kasım’da Anıtkabir’de olmamak için, gezisini 1 günlüğüne uzattı, Brunei’ye geçti, 10 Kasım’ı orada geçirdi, 11 Kasım’da yurda döndü.

*

Musul konsolosluğumuz basıldı, konsolos dahil, 46 insanımız kaçırıldı, hiç istifini bozmadı, atladı uçağına, Rize Güneysu’ya tatile gitti. Aynı asrın lideri… Belediyespor-Sakaryaspor playoff finalini seyretmek için Japonya gezisini yarıda kesti.

*

Orman yangını çıktı, ABD başkanı Kanada gezisini iptal etti. Türkiye yanıyor… Bir haftada asker, polis, sivil, 49 insanımız öldürüldü, asrın lideri Çin’e gitti.

*

Ni’çin derseniz?

*

Sevmiyor bizi.
Hepsi bu.
Sevmiyor burayı.


Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
SelimIII
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 30 Aoû 2007
Messages: 2996
Localisation: Paris

MessagePosté le: 16 Aoû 2015 12:32    Sujet du message: Répondre en citant

Citation:



Teziç: Fiili güç hukuk ihlali
Erdoğan’ın ‘fiili gücü olan bir cumhurbaşkanı var' sözlerine tepki geldi.



"Türkiye'nin yönetim sistemi fiilen değişti"


Anayasa profesörü Erdoğan Teziç, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “Artık ülkede sembolik değil, fiili gücü olan bir cumhurbaşkanı var” sözleriyle ilgili olarak “Cumhurbaşkanı seçilmesi, onun anayasada fiili bir güç kullanması anlamına gelmez. Fiili güç demek anayasayı ihlalle eş anlamlıdır. Bunun da ceza hukukunda yaptırımı vardır” dedi.

Erdoğan’ın “seçilmiş cumhurbaşkanı” olmasını “fiili gücü olan bir cumhurbaşkanı” olarak yorumlayıp, “sistemin değiştiği” sözleri tartışılıyor.

Teziç, şu görüşleri dile getirdi: ‘Esas olan fiili gücüm’ diyor: Cumhurbaşkanı, hem anayasadaki yetkisinden hem de fiili gücü olduğundan söz ediyor. Bu anayasadaki yetkisinin fiili gücünün gerisinde kalabileceği anlamına geliyor. Yani bir cumhurbaşkanı hem yasal yetkisinden, hem de fiili gücünden söz ettiği zaman, fiili gücünü ön plana çıkarabilir. Bu hükümetin kurulması sürecinde kendini gösterecektir. Cumhurbaşkanı ‘ileride bir anayasa yapılacak olursa, fiili gücümle yaptıklarım anayasa metni haline dönüştürülmelidir’ diyor. Cumhurbaşkanı seçilmesi, onun Anayasa’da fiili bir güç kullanması anlamına gelmez. Fiili güç demek Anayasa’yı ihlalle eş anlamlıdır. Hukuk dışı yoldan güç kullanma arzusu: Cumhurbaşkanı ‘ister kabul edilsin, ister edilmesin yönetim sistemi değiştiğine göre benim fiilen yaptığım tutum, davranış ya da benim fiili durumumdan ortaya çıkan tablo, hukuk kuralları haline getirilmelidir’ demek istiyor. Yani, ‘Anayasa’yı yazacak ve kabul edecek olanlar ancak bu çerçevede bir değişiklik yapabilirler’ demek istiyor. Bunlar, hep hukuk dışı bir yoldan güç kullanma arzusunu dile getirmekte. Nitekim bunun örneklerini seçim sonrası süreçte gördük.


Cumhuriyet 16.08.2015
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
cengiz-han
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 12 Jan 2008
Messages: 13616
Localisation: Paris

MessagePosté le: 07 Oct 2015 1:02    Sujet du message: Répondre en citant

Bu yaziyi baska nereye koyabilirdim bilemiyorum. Eseklik ettimse afola...

Citation:

Belçika basını: Erdoğan\'ın korumalarıyla kavga yaşandı

BBC - Türkçe Yayinlar - Yusuf Özkan Lahey, Hollanda



Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan\'ın Belçika\'ya gerçekleştirdiği ziyaret sırasında, Türk korumalar ile Belçika güvenlik güçlerinin yumruk yumruğa kavga ettiği belirtiliyor.

Belçika basınına konuşan güvenlik görevlileri, Erdoğan\'ın korumaları ile güvenlik güçleri arasında kavga yaşandığını doğruladı.

Haberlere göre, Türk korumalar ile Belçika güvenlik güçleri arasındaki ilk kavga, pazar günü yaşandı.

Pazar akşamı Fransa\'nın Strazburg kentinden Brüksel\'e gelen Erdoğan\'ı görmek için kalacağı otelin bulunduğu Stefaniaplein\'de 3 bine yakın Türk toplandı.

Erdoğan\'ın kalacağı otele girişi sırasında izdiham yaşandı. Bu sırada cumhurbaşkanı korumaları ile Belçika tarafından görevlendirilen korumalar ve Brüksel polisi arasında tartışma çıktı. Tartışma bir süre sonra kavgaya dönüştü.
İkinci kavganın sebebi binada arama talebi

Belçika basını ikinci kavganın ise Oudergem semtindeki Egmont Enstitüsü\'nde yaşandığını aktardı.

Türk korumalar, Erdoğan\'ın ziyaret edeceği enstitü binasında arama yapmak istedi. Belçikalı görevliler ise, bunun kendilerinin görevi olduğunu söyledi.

Tartışma sırasında bir Türk koruma, Belçikalı güvenlik görevlilerinden birine dirsek attı. Bunun üzerine Belçikalı polis, Türk korumayı yere serdi. İki grup arasında yumruklu kavga başladı.

Binada bulunan kişilerin araya girmesi sonucu kavga sona erdirildi.
Image copyright REUTERS
Alışveriş krizi

Bir başka gerginlik ise Pazartesi akşamı yaşandı. Buna göre Cumhurbaşkanı\'nın eşi Emine Erdoğan\'ın Brüksel\'deki Louiza Caddesi\'ndeki butiklerden alışveriş yapmak istemesi üzerine cadde trafiğe kapatıldı.

Emine Erdoğan ve koruma ekibini taşıyan 7 adet minibüs, alış veriş sokağına girişi kapatarak trafiğin durmasına ve tramvayların beklemesine neden oldu.

Belçika basınının aktardığına göre Emine Erdoğan\'ın korumaları, alışveriş yapılan mağazaların kapısında bekleyerek, diğer müşterilerin girmesine izin vermedi.

Sint - Joost - ten Node semti belediye meclis üyesi Thierry Balsat, alış veriş sırasında yaşananları ve sokaktaki kişilerin tepkisini kamera ile kaydederek basına dağıttı.
Brüksel belediyesi Erdoğan\'ın talebini reddetti

Erdoğan\'ın gezisine ilişkin bir başka olumsuzluk da Brüksel Belediyesi\'nin tutumu oldu. Belediye Başkanı Ivan Mayeur, Erdoğan\'ın Türk seçmenle buluşması için yapılan salon talebini, \"Salonların siyasi toplantılar için planlanmadığı\" gerekçesiyle geri çevirdi.

Bu nedenle Erdoğan Türk seçmenlerle Brüksel yerine Strazburg\'da bir araya geldi.

Sosyalist Partili Belediye Başkanı Mayeur, Erdoğan\'ın katılacağı Euphoria Kültür Festivali açılışına ilişkin daveti de Tunus programı nedeniyle kabul etmedi.

Belçika basınına göre Kral Filip tarafından Erdoğan\'a verilen Leopold nişanı da tartışma yarattı. Basında, \"Türkiye\'de temel insan hakları ve basın özgürlüğünü engelleyen, Kürtlere baskı uygulayan birine bu nişanın verilmesi ne kadar doğru?\" şeklinde yorumlara yer verildi.



http://www.bbc.com/turkce/haberler/2015/10/151006_belcika_cumhurbaskani_koruma
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
cengiz-han
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 12 Jan 2008
Messages: 13616
Localisation: Paris

MessagePosté le: 04 Mar 2016 2:50    Sujet du message: Répondre en citant

Dün dündür bugün de bugün...



ve de


Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
SelimIII
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 30 Aoû 2007
Messages: 2996
Localisation: Paris

MessagePosté le: 09 Mar 2016 10:50    Sujet du message: Répondre en citant

Citation:

Tayfun Atay

Diyanet karar versin, tutuklu mu tutuksuz mu!


09 Mart 2016 Çarşamba


19’uncu yüzyılın başında Osmanlı’yı adeta kendi içinden çıkan bir ur gibi sıkıntıya düşürerek valisi olduğu Mısır’ı imparatorluktan koparıp onun hâkimi olan Kavalalı Mehmet Ali Paşa, Avrupa’ya tahsil için gönderdiği gençlerden biri geri döndüğünde ona ne okuduğunu sormuş. “İlm-i siyaset” cevabını alınca da “Nedir o” diye tekrar sormuş. Çiçeği burnunda yeni mezun genç adam siyaset biliminin nelerle uğraştığını anlatınca da öfkeyle, “Bunların hepsini ben biliyorum, yapıyorum zaten, sana mı düşer” diyerek ona eğitim gördüğü alanla hiç alâkası olmayan, geri planda önemsiz bir pozisyon bahşetmiş.

Despotik rejimler böyledir.

Özellikle siyaset, hukuk, ekonomi, eğitim, toplum, kültür gibi sosyal-beşeri uzmanlık alanlarında karşınıza geçip yıllarca kafa yorduğunuza, dirsek çürüttüğünüze bakmaksızın her şeyi sizden iyi bildiğini hiçbir birikimi-donanımı olmadığı halde cesaretle ileri süren, sizi ürkütüp geri adım attıran, lâfı ağzınıza tıkayan, kafası bozulursa da gününüzü gösterecek muktedirler çıkar.

***

Tayyip Erdoğan rejiminin de bir alâmeti farikası bu.

Çok örnek var ve bu yazıyı okumakta olanlar hemen sıralamaya başlayacaktır. Benim aklıma ilk gelen, Erdoğan’ın başbakanken Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı’yla faiz indirimi konusunda girdiği (“vatan hainliği” imasına kadar varan) ateşli tartışma. Kavalalı nasıl siyaset bilimi okumuş genci tekdir etmişse ona benzer bir motivasyonla Başçı’ya enflasyon ve faiz arasındaki ilişki üzerine ekonomi dersi verişi…

Ekleyebileceğim bir diğeri, Gezi olayları sırasında kendisiyle görüşmeye gelmiş grupla tartışırken olayların sosyolojik boyut kazandığından dem vuranlara “Sizden mi öğreneceğim sosyolojiyi; zaten çok iyi biliyoruz onu” diye verdiği sert tepki.
Ve tabii en taze örnek, geçen hafta Anayasa Mahkemesi’nin Erdem Gül ve Can Dündar’la ilgili tutuksuz yargılama kararı ve gerekçesine önce uymadığını, saygı da duymadığını söyledikten sonra AYM’ye ta Nijerya’lardan verdiği “hukuk dersi”…
Sanırsınız ki dört başı mamur hukuk tahsili yapmış ve ömrünü bu alanda çalışıp kafa yorarak tüketmiş bir profesör konuşuyor.

Aslında bir kardiyoloji doktorunun hasta için koyduğu teşhise ve önerdiği tedaviye bu alanla uzaktan yakından ilgisi olmayan birinin “Uymuyorum, saygı da duymuyorum” diye tepki vermesi kadar komik bir durum söz konusu!..

Fakat bu komedi, bir ülkenin gidişatına keyfî şekilde hükmetme noktasına süratle gelen biri tarafından icra edilince korkunç bir trajediye dönüşüyor.

***

Hukuktan sosyolojiye kadar her şeyin bilgisine vâkıflık ve hâkimlik şeklindeki bu sorunlu özgüvenin inşasında Erdoğan’ın imam-hatip altyapısının da önemli bir katkı payı oluşturduğu kanaatindeyim. O, orada öğrencilere “Siz ileride Türkiye’yi yöneteceksiniz” diyen hocalar tarafından yetiştirildi. Verilen eğitimin her şeyi kuşatıcı bir çerçevesi olduğu iddiasıyla…

Bununla bağlantılı o, “bilgi”nin bütünsel olarak dinden çıktığı şeklinde bir hareket noktasına sahip.

Gerek imam-hatipler, gerekse Diyanet konusundaki hassasiyeti de buradan kaynaklanıyor. Bu kurumların temsilcilerine sürekli olarak kendilerini güvensiz hissetmemeleri konusunda moral aşılıyor.

Her şeyin bilgisine vâkıf oldukları telkiniyle onları hiç boynu bükük ve buruk olmamaya, aksine başı dik ve atak olmaya çağırıyor.

Yıllarca mağdur edilip ayrımcılığa maruz bırakıldıkları iddiasından hareketle şimdi onları giderek “eşsizleştirip” ayrıcalığa mazhar kılıyor.

***

Zaten Diyanet’in artık neredeyse her gün adeta “dizi dizi inciler” nev’inden fetvalarla ortaya çıkması, gündem olması da bununla bağlantılı.

Diyanet, ülkenin seküler hukuk sistemi karşısında giderek paralel, alternatif bir merci gibi işlevselleşiyor.

Ve elbette Erdoğan AYM’yi değil Diyanet’i “sayıyor”.

Bu yüzden yakında Erdem’le Can için tutukluluk mu, tutuksuzluk mu konusunda da bir fetva çıkarsa şaşırmamak lâzım. Cidden!.. Değil mi ki burası “Yeni Türkiye”?!

Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
SelimIII
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 30 Aoû 2007
Messages: 2996
Localisation: Paris

MessagePosté le: 05 Oct 2016 17:48    Sujet du message: Répondre en citant

Hurriyet'te Mehmet Y. Yilmaz'dan
05.10.2016
Citation:


(...)

MAKAMIN İTİBARI MESELESİ



CUMHURBAÞKANI Recep Tayyip Erdoğan, TBMM’nin açılışı sırasında yaptığı konuşmada “Cumhurbaşkanlığı makamını ve mekânını yıpratmaya yönelik çabaları üzüntüyle karşıladığını” söyledi.



Cumhurbaşkanlığı makamına serbest seçimlerle gelinir, meşruiyetinin kaynağı budur.



Erdoğan da böyle bir seçimle işbaşına gelen, meşru bir Cumhurbaşkanı’dır.



Bizim ülkemizde, Anayasa’ya göre Cumhurbaşkanlığı makamı, devletin ve milletin birliğini temsil eder.



Onun için de cumhurbaşkanlarının tarafsızlığını gözetir. Zaten cumhurbaşkanları da göreve başlarken tarafsız kalacaklarına ilişkin yemin ederler.



Ancak Recep Tayyip Erdoğan, bu kurala uymadı.



Seçildiği gün partisinden istifa etmeliydi, etmedi. Partili bir Cumhurbaşkanı gibi davrandı, davranmaya da devam ediyor. Ülkeyi “biz-siz” diye ikiye bölmekte tereddüt etmiyor. Cumhuriyet’in kurucu değerleriyle barışık olmadığını saklamıyor.



Böyle olunca da toplumun tepkisini çekiyor. Bunun siyasi olarak ifade edilmesinin önünü açıyor.



Onun için Cumhurbaşkanı, makamın yıpratılmasıyla ilgili olarak üzülmektense, Anayasal konumunu hatırlamalı ve onun sınırları içinde kalmaya gayret göstermeli.



Böyle yaparsa bir süre sonra üzüleceği görüntüler ve sözlerle de karşılaşmayacağını görecek.



Unutmamak gereken temel kural şudur: Makamların itibarını korumak, en başta o makamların sahiplerinin işidir.



(...)

Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
opak
Admin
Admin


Inscrit le: 02 Mar 2013
Messages: 150

MessagePosté le: 06 Oct 2016 12:35    Sujet du message: Répondre en citant

Bugun bana mailden bir karikatur geldi "Sultan Mahveddin" basligi ile...

Merak ettim, google' da bir arama yaptim, ooo neler neler yokmus...

Eglenceli, isterseniz siz de arayin, belki Turkiye'den birçoguna erisebilmeyebilirsiniz, ben VPN kullaniyorum bu yuzden...
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
SelimIII
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 30 Aoû 2007
Messages: 2996
Localisation: Paris

MessagePosté le: 04 Mai 2017 11:19    Sujet du message: Répondre en citant

Citation:

…aldığım görevi TARAFSIZLIKLA yerine getirmek için bütün gücümle çalışacağıma Büyük Türk Milleti ve tarih huzurunda, namusum ve şerefim üzerine andiçerim…


dedi ama B. Coskun da yazivermis :

Citation:

O yeminine uymadı, sıra geldi yemini ona uydurmaya…
3 Mayıs 2017
Sozcu

Cumhurbaşkanının TBMM kürsüsünden ettiği yeminin sonu aynen şöyle:
“…aldığım görevi TARAFSIZLIKLA yerine getirmek için bütün gücümle çalışacağıma Büyük Türk Milleti ve tarih huzurunda, namusum ve şerefim üzerine andiçerim…”

*

Dünyanın en kuvvetli “tarafsızlık” yeminidir bu…
Anayasada yazılı, görüyorsun…
Sabaha kadar ezberliyorsun…
TBMM kürsüsüne çıkıp okuyorsun…
550 milletvekiline ayakta alkışlatıyorsun…
70 televizyonla dünyaya ilan ediyorsun…
Emine Hanım ağlıyor…
Sen git AKP'ye gir…

*

Herhalde “Bu da böyle olsun” denilemez…
Nasıl ki anayasaya uymayınca anayasayı buna uydurduk… Yemine uymayınca da yemini buna uydurmakta sıra…

*

Benim en sevdiğim yemindir mesela:
“Yalanım varsa…”
Þu yemini de severim:
“Ben salladım yemini
Yemin bulsun yerini…”

*

“Müslüman adam” diyorsan, İslam'da yemin ciddi bir kurumdur… Bile bile yalan yere yemin edip tutmamak büyük günahtır…
Türk insanı zeki olduğu için yine de bulur bir yolunu, Diyanet'e sormuşlar mesela:
“Onunla konuşmayacağım diye yemin ettim, telefonla konuşsam olur mu?..”

*

Müslüman ettiği yemini bile bile çiğnerse, o zaman “kefaret” öder…
Kefaret; tutulmayan yemin karşısında, muhtaç on yoksulu doyurarak ödenen bedeldir… Bir de yalan yeminden kurtulmak için köle azat etmek var ki…
Bu devirde köle olmadığı için Burhan Kuzu'yu da azat ettin mi…
Oldu işte…

*

Sonuçta; Türkiye dün biraz daha zifiri karanlığa yuvarlandı…

*

Bizim de yeminimiz var:
Türkiye'den vazgeçmeyeceğiz…
Ant olsun…

Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
cengiz-han
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 12 Jan 2008
Messages: 13616
Localisation: Paris

MessagePosté le: 05 Mai 2017 0:41    Sujet du message: Répondre en citant

Citation:
La seule chose qui vous dérange en réalité sur akp je vais te dire ce que c'est,
C'est l'islam, mais nous nous sommes musulman elhamdullilah, ta compris,


Medar69 muslumanliga vurgusu tepemi attirdi. Eger Medar69 da bir dirhem muslumanlik var ise musluman gibi davranir. Basini ortmekle musluman olunmayacagini anlayamayacak kadar mi cahilsin be adam.

Eger muslumansan, sen de biraz vicdan, biraz merhamet olmali, haksiliga, hirsizliga, yalanciliga karsi gelmelisin.

Bak musluman ulkede hem de musluman olduklarini soyleyenlerin yaptiklari pisliklerden geçilmiyor, çocuk istismarlari, kuran kurslarinda çocuklari yakmalar, irza geçmeler, çocuk yasta kizlari yasli basi adamlarla evlendirmeler...

Sen muslumansan vicdanin olmali, kadri gursel, musa kart gibi gazetecilerin içerde olmasindan, universiten atilan ogretmeler yuzunden vicdanin sizlamali. Madam gibi olmek var dendiginden utanç duymalisin musluman isen. Gazetecilerin hepsi pedofil, hirsiz yalani karsisinda susmamalisin, uzuntu duymalisin, devletin malini kendi mali gibi gorenlerin haramindan utanmalisin... Din somurusu yapanlardan tikmelisin.

Oylarin çalinmasinin haksizlik oldugunu kabul etmelisin.

Yoksa nasil musluman oluyorsun anlamiyorum.

Ataturk'e kinini tartismayacagim, bu senin kafanin ne kadar yikanmis oldugunun bir delili, cunku baska turlu bu nankorluk açiklanmaz. Burada da yazildi Ataturk seni kulluktan çikarip vatandas yapti, sen ise ben vatandas olmak istemiyorum RTE'nin kulu olmak istiyorum diyerek evet oyu verdin. Bu senin bilecegin bir is, kullugu kendine yakistiriyorsan ne ala. Ama bunu sakin muslumanliga baglama, muslumanlikla alakasi yok, yoksa dine kufretmis olursun.
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
Georges
Spammer
Spammer


Inscrit le: 22 Juil 2008
Messages: 435
Localisation: Paris

MessagePosté le: 07 Mai 2017 0:32    Sujet du message: Répondre en citant

medar69'a madem muslumanliga atifta bulunuyorsun, o zaman verilen ornekler neden vicdanini sizlatmiyor mu? Tabii medar efendi buna cevap vermemis, kaba tabirle gidip kralauriverde ile sidik yaristirmis.

Ben bu soruyu sorarken Sozcu'de Colasan makalesini buna ayirmis. Insanlarin 8-9 aydir sorgusuz sualsiz gorevlerinden alinip hapse konmasi, isten atilip terorist muamelesi gormesi, ama ne istedilerse verenlerin hiç bir sorumluluk almamasi içler acisi bir durum degil mi?

http://www.sozcu.com.tr/2017/yazarlar/emin-colasan/cok-aci-bir-hukuk-tablosu-1834100
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
duygu
Admin
Admin


Inscrit le: 23 Sep 2008
Messages: 6519

MessagePosté le: 04 Juin 2022 16:17    Sujet du message: Répondre en citant

Selimii tarafindan agustos 2008 de Gül'ün Cumhurbaskani olmasi uzerine baslatilan bu dosya Erdogan'in Gezi eylemlerine katilan binlerce insana hakaret etmesi, camide içki içtiler yalanina sarilmasi uzerine aklima geldi.

Evet Recep Tayyip Erdogan benim cumhurbaskanim degil. Bana kufur eden, hakaret eden bir Cumhurbaskani olmaz. Dusuncelerimiz, dunya goruslerimiz, yasam biçimlerimiz farkli olabilir ama bu kufur ve hakeret ile iftira etmeyi gerektirmez. Cumhurbaskani bolucu olamaz.

Asagidaki yazida bunu guzelce ortaya koyuyor.

Citation:




AKP çaresiz, ülkenin çaresi biziz!
Zülal Kalkandelen
03 Haziran 2022 Cuma

“Düşünün Dolmabahçe Bezm-i Âlem Valide Sultan Camii’nin içinde bu eşkıyalar, bu teröristler bira şişeleriyle, bira kutularıyla adeta caminin içini pislemişti. Bunlar böyle, bunlar çürük, bunlar sürtük.”


AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu cümleleri iki gün önce yine TBMM çatısı altında kurdu. Yalan olduğu kanıtlanmış olmasına karşın, dokuz yıldır bu iddiayı gündeme getirdiğine göre durumu vahim. Kendi kitlesini kızıştırmak için hâlâ bu yola başvurması gerçekten acınacak bir hal.

AKP’nin izlediği siyaset yöntemi öylesine çirkin ki halkın büyük bir kesiminin desteklediği eylemlere katılanlara hakarette sınır tanımıyor.

Daha önce çeşitli kesimler için kullandığı hakaretleri kısaca anımsayacak olursak...

“İsrail dölü”, “ulan ahlaksızlar”, “adiler”, “cibiliyetsiz”, “zürriyetsiz”, “tezek”, “çamur”, “mankafa”, “alçak”, “affedersin Ermeni”, “çapulcular”, “şerefsiz”, “edepsiz”, “gerizekâlı”,“soysuz”, “rezil”, “ölü sevici”, “iki ayyaş”, “eşkıya”, “mezarlık soyguncusu”, “Haşhaşiler”, “nebbaşlar”, “terbiyesiz herif” akla geliyor.

Bunların arasına şimdi “çürük” ve “sürtük” de eklendi.

“Bayağı kadın, fahişe” anlamına da gelen “sürtük” hakareti, Gezi protestolarına katılan bir kadın olarak şahsıma da yapılmış oluyor.

‘YANDAŞLAR’ VE ‘DİĞERLERİ’ OLARAK İKİYE AYRILAN TOPLUM
Halkın tümünü kapsayıcı olması gereken bir makamda oturan kişinin ağzından bu hakaretleri duyarak tam 20 yıl geçirdik. Bu, bir siyasetçinin halka uyguladığı psikolojik şiddettir!

Toplumu “yandaşlar” ve “diğerleri” olarak ikiye ayrıştıran birinin cumhurbaşkanlığı görevini sürdürmesi, siyaset tarihi açısından incelenmesi gereken bir olaydır.

Hiçbir zaman oy alamayacağını bildiği kesimlere hakaret etmekte sakınca görmeyen, ağzını açtığı anda kin saçan, hiçbir sınırı olmadan insanları aşağılayıp ötekileştiren birinin ülkeyi temsil eden bir görevde olması, toplumsal huzuru yok etmiştir.

Hiçbir kamu görevlisinin, en alt derecedeki memurdan en üst makamdaki cumhurbaşkanına kadar hiçbirinin, devletten aldığı güçle, kimseye nefret söylemlerinde bulunmaya hakkı yoktur. Varsa bir şikâyeti, ilgili makamlara başvurur ve hukuki haklarını kullanır.

Siyasetin seviyesini bu derece aşağı çekmek, sürekli bağırmak, vatandaşları azarlamak, halkın protesto hakkını kullanmasını “hainlik” ya da “teröristlik” olarak göstermek, yalanı ısrarla yayarak halk arasında kin tohumları ekmek kabul edilemez.

Siyasetçileri oturdukları makamlara getirenler seçmenlerdir. Hiçbir siyasetçi, halktan aldığı yetkiyi vatandaşların yasal haklarını gasp etmek için kullanamaz.

BİZ HALKIZ!
Gezi Direnişi, kent yağması ve ranta karşı doğayı korumak için gösterilen tepkiyle kendiliğinden gelişen kitlesel bir protestodur. Halkın anayasal bir hak olan protesto hakkını kullanmasına aşırı güç kullanımı ile yanıt veren ve olayları terörize eden AKP hükümetleridir.

Gezi Parkı’nda hayatında birbirini ilk kez gören ama bir araya gelerek baskıya, zulme, ranta direnenler, dokuz yıldır AKP ve yandaşları tarafından karalanırken yalanlar bir bir ortaya çıkmıştır. Kabataş Yalanı ve Dolmabahçe Yalanı, siyasi tarihimize utançla yazılmış birer iftiradır.

Halkı aç ve işsiz bir halde, güvensizlik içinde bırakanların, belli ki oy deposu olarak kullanmak için yasadışı bir şekilde ülkeye yığarak sömürdükleri sığınmacılar ve yalanlardan başka çareleri kalmamıştır. AKP’nin miadı çoktan dolmuştur.

Ey halkım, AKP çaresizdir ama çare biziz!


Küfrü, yağmayı, yolsuzluğu, adam kayırmayı, kirli siyaseti, iftirayı, gericiliği, yobazlığı ilk seçimde reddedip, laik Cumhuriyet için çare üretecek olan biziz.

Çünkü halkız biz!


https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/zulal-kalkandelen/akp-caresiz-ulkenin-caresi-biziz-1942934
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
cengiz-han
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 12 Jan 2008
Messages: 13616
Localisation: Paris

MessagePosté le: 26 Aoû 2023 1:28    Sujet du message: Répondre en citant

Erdoğan: "Bu kardeşiniz iktidarda olduğu sürece faiz yükselemez."

https://twitter.com/Efssahne/status/1694678498818842857


Erdoğan: "Bu fakir bu görevde olduğu sürece o teröristi (Rahip Brunson) alamazsınız."

https://www.facebook.com/watch/?v=975139119908705


Ve bu Adam'a güvenen 27 milyon seçmen var !!!


Crying or Very sad
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
Montrer les messages depuis:   
Poster un nouveau sujet   Répondre au sujet    Forums d'A TA TURQUIE Index du Forum » Forum en langue turque Toutes les heures sont au format GMT + 2 Heures
Aller à la page Précédente  1, 2, 3
Page 3 sur 3

 
Sauter vers:  
Vous ne pouvez pas poster de nouveaux sujets dans ce forum
Vous ne pouvez pas répondre aux sujets dans ce forum
Vous ne pouvez pas éditer vos messages dans ce forum
Vous ne pouvez pas supprimer vos messages dans ce forum
Vous ne pouvez pas voter dans les sondages de ce forum


Powered by phpBB v2 © 2001, 2005 phpBB Group Theme: subSilver++
Traduction par : phpBB-fr.com
Adaptation pour NPDS par arnodu59 v 2.0r1

Tous les Logos et Marques sont déposés, les commentaires sont sous la responsabilités de ceux qui les ont postés dans le forum.