Les commentaires sont sous la responsabilité de ceux qui les ont postés dans le forum. Tout propos diffamatoires et injurieux ne sera toléré dans ces forums.
Forums d'A TA TURQUIE :: Voir le sujet - Türkiye'de basin
Forums d'A TA TURQUIE Pour un échange interculturel
Inscrit le: 12 Jan 2008 Messages: 13627 Localisation: Paris
Posté le: 20 Fév 2015 1:27 Sujet du message:
Citation:
Yılmaz Özdil sozcu 19 Þubat 2015
İdam cezasına değil adalete ihtiyaç var
İdam cezası için referandum yapılsa, evet çıkar mı?
Banko çıkar.
*
Çünkü, mesela Apo…
Tarihimizin gelmiş geçmiş en büyük suçlusuydu, “teröristbaşı”ydı, “sayın” oluverdi, aman nezle bile olmasın diye özel hastane tahsis edildi, geleni gideni rahat etsin diye vapur tahsis edildi, sekreterya tahsis edildi, ne istiyorsa derhal yerine getirmek için pazarlık masasına oturuldu, villaya taşınsın diyen var, paşa yapılsın diyen var, heykeli dikilsin diyen var, eli kulağında, serbest bırakacaklar.
*
Güya idam cezasına çarptırılmıştı, şimdi utanmasalar tbmm’ye sokacaklar!
*
Vatandaş açıkça görüyor ki…
40 bin insanın bile kanına girsen, yanına kâr kalıyor.
*
Ve, mesele sırf Apo meselesi değil… Madımak’ta insanlığı diri diri yakanları zamanaşımı ayaklarıyla affettiler. Domuz bağıyla boğup, mezar evler’ine gömen Hizbullahçıları salıverdiler, davul zurnayla halay çeke çeke uğurladılar. Mehmet Ali Ağca, Papa’yı yaraladığı için 20 sene yattı, Abdi İpekçi’yi öldürdüğü için beş sene bile yatmadı. Canına kimin kastettiğini bulmak için Turgut Özal’ın kabrini açıp, kemiklerinde zehir aradılar, aynı Turgut Özal’ı herkesin ortasında tabancayla vuran suikastçiye soru bile sormadılar!
*
Yargısız infaz’dan şikayet ediliyor.
İnfazsız yargı var aslında.
*
Avrupa Birliği’ni kıstas alıyorlar, orada idam cezası yok diyorlar. Doğru. Yok. Ama o Avrupa’da kırmızı ışıkta geçmeye kalk, ocağına incir ağacı dikerler. Bırak çocuklara tecavüz etmeyi, saçının teline dokun, ömrünün sonuna kadar hapisten çıkarmazlar. Sapığa empati yapmazlar, manyağa iyi hal indirimi uygulamazlar.
*
Avrupa medyası bizim medya gibi lavuk değildir, çifte standartlı davranmazlar… İsmi lazım değil, romantik kitapların yazarıydı, akp yalakası bir gaztede başyazardı, pek hümanistti, idam cezasının kaldırıldığı dönemde televizyonlara çıkıyor, idamın insanlık suçu olduğunu filan anlatıyordu. Tam o günlerde, korsan kitap baskını yapıldı. Anlaşıldı ki, bu arkadaşın kitaplarının da korsanı yapılmış, raflarda 20 liraysa, tezgahta beş liraya satılıyor. Aynı televizyonlara çıkıp ne dedi biliyor musunuz? “Bu emek hırsızlarının idam edilmesi lazım” dedi!
*
Hatırlarsınız… Ar damarı çatlamış herifin biri, imam nikahlı eşini bıçaklayarak öldürmüş, afla çıkmış, bir başka kadını imam nikahıyla kapatmış, onu da baltayla öldürmüş, alt tarafı altı sene yatmış, hapisten çıkar çıkmaz Flash TV’deki izdivaç programına katılmış, “yuva kurmak benim de hakkım” demişti. Bilahare… Seda Sayan’ın Show TV’deki programına konuk edildi, Seda Sayan seyircilere döndü, “hiç bu kadar güleryüzlü katil gördünüz mü?” diye sordu, seyirciler alkışladı.
*
Katiller bu kadar yüzsüz, medya bu kadar ikiyüzlü, siyasiler bu kadar binbir surat olunca…
Toplumda “adalet duygusu” kayboluyor.
*
Adaletsizlik duygusu hakim olunca ne oluyor?
Sıkıysa yap referandumu da, yetmez ama evet’in feriştahını gör!
Hamzaçebi ve Oran hemen basın toplantısı düzenleyerek iftirayı yalanladılar ve hakikatin gecikmeden hedefine ulaşmasını sağladılar.
Yalancıların mumu yatsıya kadar bile yanmamıştı ama ellerinde daha çok “yalan mumu” vardı.
Bu kez de cemaatin kasasında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun + 18 kasedinin olduğu iftirasını attılar.
Gözleri öylesine kararmış ki “biz çamuru atalım, tutmasa bile izi kalır” mantığıyla ha babam sallıyorlar!
Ama Kılıçdaroğlu’nun politikalarını kıyasıya eleştirenlerin bile, onun harama el uzatmayacağından ve ima edilen ahlaksızlıklara yönelmeyeceğinden adları gibi emin olduklarını hesaplayamıyorlar.
Bu tür pisliklerin o tertemiz kumaşa yapışmayacağını, hatta en ufak bir iz bile bırakmayacağını düşünemiyorlar.
* * *
İftira ve algı operasyonları gösteriyor ki AKP seçim kampanyasını, CHP’yi karalayıp itibarsızlaştırma üzerine kuracak.
Inscrit le: 30 Jan 2006 Messages: 11192 Localisation: Nancy / France
Posté le: 05 Mar 2015 13:57 Sujet du message:
Citation:
Havuz medyasında tek manşetten sonra 'Tek tip' yazar dönemi
Cumhuriyet - 05 Mart 2015
Hükümet eliyle gönderilmiş aynı manşetlerle çıkmasına alıştığımız havuz medyasının gazetelerinden sonra şimdi de yazarları tek tip başlıkla çıktı.
Havuz medyasının öncüleri Sabah, Star, Akşam, Yeni Akit, Türkiye ve Yeni Þafak yazarları "Kabataş yalanına" sahip çıkarak, “Diliniz KABA, yüreğiniz TAÞ” başlığını kullandı.
Gezi olayları sırasında Kabataş’ta, başörtülü ve kucağındaki 6 aylık bebeği olan Zehra Develioğlu'nu, belden yukarıları çıplak, ellerinde deri eldivenler, başlarında siyah bandanalar bulunan 80-100 kişilik grubun, dövdüğü ve üzerlerine idrarlarını yaptığı iddiasının en önde gelen savunucularından gazeteci Elif Çakır’ın o dönemdeki avukatlarından Fidel Okan, Kabataş’ta öne sürüldüğü gibi bir olay yaşanmadığını söyledi. "Kabataş" yalanı böylece bir kez daha gündeme geldi.
Fidel Okan ardından da, açıklamaları nedeniyle kendisine tepki gösteren Elif Çakır’ın “Kabataş Yalancısı” olarak ömrünün sonuna kadar o gelinle beraber anılacağını vurguladı.
Fidel Okan’ın Kabataş saldırısını yeniden gündeme getiren açıklamalarının ardından Elif Çakır AKP hükümetinin havuz medyasındaki yazarlardan bazıları “Diliniz KABA, vicdanınız TAÞ” başlığıyla yayımlanan yazılarında saldırıya uğradığını öne süren Zehra Develioğlu ve Elif Çakır’ı savundu.
Star gazetesinden Ahmet Kekeç, Ardan Zentürk, Halime Kökçe, Murat Çiçek ve Saadet Oruç, Yeni Akit gazetesinden Ersoy Dede ve Kenan Alpay, Türkiye gazetesinden Fuat Uğur, Sabah gazetesinden Mahmut Övür, Yeni Þafak gazetesinden Kemal Öztürk, Merve Þebnem Oruç ve Yasin Aktay yazılarında “Diliniz KABA vicdanınız TAÞ” başlığını kullandı.
Abdülkadir Selvi ise tek kelimelik değişiklik yaptı ve vicdan yerine yürek yazdı, “Diliniz KABA, yüreğiniz TAÞ” başlığını kullandı.
Inscrit le: 30 Aoû 2007 Messages: 3006 Localisation: Paris
Posté le: 25 Mar 2015 11:04 Sujet du message:
SelimIII a écrit:
Ve AKP Türkiye'sinde yandas medya misyonu :
Citation:
Yandaş medya okuyanların Arınç'ın sözlerinden haberi yok
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Ankara Belediye Başkanı Melih Gökçek'e çok ağır sözler söyledi. Türkiye bu sözleri konuşuyor ama yandaş medya okuyanların bu sözlerden haberi yok
cumhuriyet, 24 Mart 2015
Tek elden yönetilen yandaş medya, Bülent Arınç'ın, Melih Gökçek hakkında söylediği sözlere sayfalarında yer vermedi.
Arınç'ın, kendisini istifa etmeye çağıran Melih Gökçek'e "Biz kimin nerede havlayacağını iyi biliriz. Haysiyetsiz. Cemaatin kucağına oturdu, Ankara'yı bu yapıya parsel parsel sattı" sözleri yandaş medyanın sayfalarında yer almadı.
Yalnızca Yeni Þafak, habere 1. sayfasından ye verirken Sabah, Akşam, Takvim, Star ve Yeni Akit gibi gazeteler her zamanki gibi aynı başlıklarla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın sözlerini manşet yaptı.
Inscrit le: 30 Aoû 2007 Messages: 3006 Localisation: Paris
Posté le: 04 Avr 2015 11:42 Sujet du message:
Citation:
cumhuriyet.com.tr
Yayınlanma tarihi: 03 Nisan 2015 Cuma
BAÞBAKAN’A AÇIK MEKTUP
Sayın Başbakan,
Önceki gün şehit Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz’ın cenaze törenine, aralarında Cumhuriyet’in de bulunduğu bazı gazetelerin ve televizyon kanallarının alınmaması, bu basın organlarının cenaze töreninden haber vermesinin engellenmesi yönünde bizzat emir ve talimat verdiğinizi kamuoyuna açıkladınız.
Basının haber alma hakkını engelleyerek açıkça suç işlediniz.
Böyle bir hakkınız yok.
Bu ülkede vicdan sahibi herkesin canını yakan, kahreden, vahim bir cinayeti, otoriter, dayatmacı uygulamalarınıza gerekçe yapmaya kalkışmak, toplumun geniş kesimlerinin acısını otoriter ve keyfi uygulamalara basamak yapmak, hiçbir ahlak ilkesiyle bağdaşmadığı gibi, anayasa ve yasalara da aykırıdır.
Bizler, gazeteler ve gazeteciler, diğer yurttaşlar gibi yanlış yaptığımızda, kanunları ihlal ettiğimizde, nasıl bunun hesabını yargı önünde veriyorsak, siz de vereceksiniz.
Burası demokratik bir hukuk devleti ise, biz bu hesabı sormak zorundayız; siz de vermek zorundasınız.
Hakkımızın çiğnenmesine seyirci kalırsak, yasalara aykırı olarak engellenmesine ses çıkarmazsak, sırf iktidarla karşı karşıya gelmemek için giderek yaygınlaşan sinme, korkma, yılma kültürünün parçası haline gelirsek, mesleğimize ihanet etmiş oluruz.
Basının temel görevi ve varlık nedeni, halkı olan bitenden haberdar etmek, yönetimi ve kamu görevlilerini halk adına denetlemektir. Basın, bu misyonu gereği bazı haklara sahiptir. Kendi hakkına sahip çıkamayan, kendi hukukunu savunamayan bir basın organının halk adına denetim ve doğru haber verme görevini yapması da mümkün değildir.
Bu nedenle, anayasadan ve yasadan kaynaklanan haber verme hakkımızı kanunsuz olarak çiğneyen zatıalinize, yargı önünde hesap sormak için dava açıyoruz.
Inscrit le: 30 Aoû 2007 Messages: 3006 Localisation: Paris
Posté le: 03 Sep 2015 22:31 Sujet du message:
Citation:
Tek sesli medya yaratmak
KENDİNDEN önceki iktidarların çok istedikleri halde yapamadığı bir işi AKP iktidarı başarmak yolunda hızla ilerliyor.
Hatta yolun yarısından çoğunu geçtiklerini de söyleyebilirim.
Bu, muhalif her sesi susturarak kendilerine bağlı, tek sesli bir medya yaratmak konusundaki ısrarlarıdır.
Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan, TRT Haber kanalında bir program yapıyordu.
Önceki gün şöyle bir tweet attı: "Demokrasi ona layık olanların, ona sahip çıkanların hak ettiği bir rejimdir. Medyanın özgür olmadığı bir ortamda demokrasiden söz edilemez."
Buna demokratik bir ülkede, demokrasiden yana olan kim itiraz edebilir?
Yanıtı belli: Eğer o ülke Türkiye ise iktidar!
Nitekim tweet sanal âlemde uçmaya başladığında Arıboğan'ın TRT'deki işine son verildi.
Yıllardır süren bir program, hazırlayıcısı "özgür medya" isteğini dile getirdiği için kaldırıldı.
Bununla bitmiyor tabii.
Hakan Albayrak, AKP yanlısı bir gazete yayınlıyordu: Diriliş Postası.
Arada bir de bu gazeteden Erdoğan ve AKP'ye yönelik eleştiriler yazdığı olmuştu.
AKP ve Erdoğan'ı kendince doğru yola sokmaya çalışan eleştirilerdi bunlar.
Ama bu kadarına bile AKP iktidarının tahammülü yok.
Hakan Albayrak, gazetesinde "Hür yandaşlığın kalesi" başlıklı bir yazı yayınladı.
Oradan öğreniyoruz ki yazdığı o eleştiriler yüzünden "mimlenmiş"!
Kendi deyimiyle "nüfuzlu kardeşler" bu gazeteye reklam verilmesini önledikleri gibi, gazetenin tanıtım reklamlarının internet sitelerinde yayınlanmasını da engelliyorlarmış.
Devlet bankaları ve kamu yönetimindeki kuruluşlar tarafından özgür medyaya uygulanan reklam boykotu demek ki "içeriden çıkan çatlak sesleri" susturmak için de bir silah olmuş!
Yazının başında da söylediğim gibi "tek sesli bir medya ortamı" istiyorlar.
İstiyorlar ki her yayın organı havuzlara hortumunu daldırmış medya gibi yayın yapsın.
Onun için arada bir çıkan "çatlak seslere" dahi tahammülleri yok.
Toutes les heures sont au format GMT + 2 Heures Aller à la page Précédente1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9Suivante
Page 6 sur 9
Vous ne pouvez pas poster de nouveaux sujets dans ce forum Vous ne pouvez pas répondre aux sujets dans ce forum Vous ne pouvez pas éditer vos messages dans ce forum Vous ne pouvez pas supprimer vos messages dans ce forum Vous ne pouvez pas voter dans les sondages de ce forum