version turque :
Tarihin her asamasinda, yazarlar, düsünürler ve universiteler, politik sistemlerin insan haklarina daha saygili olmak yolunda gelismesine ve toplumlarin daha esitlikçi, daha dayanismaci olmasina katkida bulunmuslardir.
Uluslararasi üniversite camiasi açisindan, insanligin gelismesine katkida bulunmus ve topluma büyük hizmetler vermis kisileri onurlandirmanin bir yolu vardir ; bu da onlara « Fahri Doktora Nisani » vermekdir.
Büyük çapli insanlarin yaptiklarini ortaya çikarmak, eserlerini sergilemek toplumlarin her kesimi gibi, üniversite camiasina da heyecan verici bir kesif duygusu verir.
Açikca söylemek gerekirse, bu onursal doktora nisanini verirken, Rouen Ãœniversitesi yönetimi, Orhan Pamuk’un eserlerinin daha çok taninmasina katkida bulunmak kadar, bu vesileyle, ulusal ve uluslararasi ölçekde üniversitemizi tanitmayi da hedeflemistir.
Orhan Pamuk’un yapitlari çok zengin, romanlarinin herbiri yenilikçi bir uslup ve anlatim örnegidir.
Burada Orhan Pamuk’un eserlerinini edebi degerlendirmesini yapmak için toplanmadik. 2006 yilindan önce aldigi ödüller ve 2006 yili Nobel edebiyat ödülü sayesinde onun eserlerinin kavustugu uluslararasi ünü biliyoruz.
Konusmasinda belirttigi gibi Flaubert’in modernist edebiyat ahlâkina hayran olan Orhan Pamuk, bu anlamda üniversite camiamiza da örnek olabilir diye düsünüyorum.
Nobel ödülü töreninde Isveç Akademisi, bu ödül, « dogdugu sehirin melankolik ruhunu ararken, fikir dünyamiza, çesitli kültürlerin ayakta kalmasini ve kendi aralarinda harmanlanmasini kolaylastirici yeni boyutlar kazandirmis olan Orhan Pamuk’a verildi» demistir.
Bu noktada Orhan Pamuk’un bir söylesisinden alinti yapalim: « hayatimi Istanbul’un avrupa yakasinda, asya yakasina bakan evlerde geçirdim, Bogazda, suyun kenarinda yasamak, karsi yakaya, öteki kitaya bakarak yasamak ; hep bana dünyadaki yerimi hatirlatiyordu, ve bu iyi bir seydi. Günün birinde Bogazin iki yakasini birlestiren bir köprü yaptilar. Köprünün üstüne çikip ve etrafa baktigimda, anladim ki iki kiyi arasinda köprü olmak çok daha iyi. Ne tam birine, nede digerine ait olmadan, iki kitaya birden bakabilmkk manzaralarin en güzelini teshir ediyordu ».
Evet sayin Orhan Pamuk, bazi politikaci ve karar verici yetkililerin düsündügünün tersine, « hem dogulu hem batili olmak bir hastalik alameti degil, bir zenginliktir ».
Lütfen Dogu ile Bati arasinda, Türkiye ile Fransa arasinda ve, bugünden itibaren de, Istanbul ile Rouen arasinda bir köprü olmakda israr ediniz. Bu kültür zenginligini paylasmaya devam ediniz. Bizler, sizin edebiyat eseriniz sayesinde bütün insanligin birbiriyle bulusacagini umuyoruz. Önceden tesekkürler.
Vous ne pouvez pas poster de nouveaux sujets dans ce forum Vous ne pouvez pas répondre aux sujets dans ce forum Vous ne pouvez pas éditer vos messages dans ce forum Vous ne pouvez pas supprimer vos messages dans ce forum Vous ne pouvez pas voter dans les sondages de ce forum