Les commentaires sont sous la responsabilité de ceux qui les ont postés dans le forum. Tout propos diffamatoires et injurieux ne sera toléré dans ces forums.
Forums d'A TA TURQUIE :: Voir le sujet - AKP Türkiyesi...
Forums d'A TA TURQUIE Pour un échange interculturel
Bizim yetmez ama evetciler ve akp destekcileri eserinizle gurur duyun, ne kadar demokrat ulke olduk degil mi? Polis Ankara'da gencleri Atatürk'ün piçleri , Allah Allah diye kovalıyor, beyoglunda sokak ortasinda elleri kelepceli genci dovuyorlar. Sizin demokratliginiza ....
Inscrit le: 30 Aoû 2007 Messages: 3006 Localisation: Paris
Posté le: 17 Sep 2013 9:52 Sujet du message:
Kindar, kendilerine karsi olduklarini kabul ettikleri için nefret dolu, kendi vatandasinin olumunu devede kulakla niteleyen, dusuncelerini açikca ifade ederek kin kusan bir bakan ancak AKP Turkiye'sinde gorulur :
Citation:
AB Bakanı Egemen Bağış Habertürk ekranında yayınlanan Balçiçek İlter’in “Söz Sende” programına katılıyor ve bir yerde Balçiçek Hanım’la aralarında şöyle bir konuşma geçiyor:
E.B. - Suriye’de 2 yılda 100 bin kişi öldü. Gıkı çıkmayan uluslararası medya Taksim’deki basit bir gösteri için 8 saat aralıksız yayın yaptı.
B.İ. - Basit demeyelim isterseniz, insanlar hayatlarını kaybetti.
E.B. - Suriye’de 100 bin kişinin hayatını kaybettiği olayla kıyaslarsanız devede kulak.
Inscrit le: 30 Aoû 2007 Messages: 3006 Localisation: Paris
Posté le: 27 Sep 2013 19:09 Sujet du message:
Citation:
TÜRKİYE harika bir ülkedir ;
İnsanı Japon turisti öldürür,
Polisi öğrencisini öldürür,
Erkeği karısını öldürür ,...
Baba kızını öldürür,
tecavüzcüsü mağdur, Tecavüze uğrayanı suçludur,
Hamilesi dışarda gezemez ,
Öğretmeni atanamaz,
Askeri hapiste, Teröristi baş üstündedir,
Hırsızı meclistedir,
Sanatçısı aç ,
İmamı zengindir,
Kurtarıcısı ve kurucusu hain ,
Bölen ve dibe sürükleyeni USTADIR...
Inscrit le: 30 Aoû 2007 Messages: 3006 Localisation: Paris
Posté le: 28 Sep 2013 10:45 Sujet du message:
Allah korkusu deyip dururlar ama...
Citation:
Sevgili okurlarım,
Þu güzelim Türkiye’nin geldiği yere bakın!
Öğretmen, demokrasiyi savunan ve düşüncesini özgürce açıklayan öğrencisine “vatan haini” diyor… Diyanet İşleri Başkanlığı ise “yalan söylemeyen, iftira atmayan, gördüğü gerçeği inkar etmeyen, kısacası AKP yerine Allah’tan korkan…” Dolmabahçe Bezm-i Alem Camii Müezzini Fuat Yıldırım’ı, 60 kilometre uzaktaki bir köye sürüyor.
Tek böbrekle yaşayan, eşi lösemi hastası olan müezzini “yalan söylemediği, iftira atmadığı, gerçeği inkar etmediği, böylece günah işlemediği…” için ödüllendirmesi gerekirken, “soruşturmanın selameti” gerekçesiyle yıllardır görev yaptığı camiden uzaklaştırıyor.
Koskoca Diyanet’in aldığı bu karar karşısında kendi halindeki bir müezzin ne yapsın?
Boynunu büküyor ve tayin olduğu köye gidiyor.
Ama ardında kendisini “dev”leştiren onurlu bir iz bırakıyor.
Inscrit le: 30 Aoû 2007 Messages: 3006 Localisation: Paris
Posté le: 05 Oct 2013 17:01 Sujet du message:
Citation:
‘Bayramı zehir etmeyin’
AB’nin Türkiye’ye her yıl ekim ayında ilettiği “İlerleme Raporu”nun açıklanması bu yıl bayram günlerine rastlıyor.
Egemen Bağış’ın resmi görevi AB ile Müzakere Bakanı. Pratikteki görevi ise, “AB ile Kavga Bakanı”. AB ne zaman Türkiye ile ilgili söz söylese, Bağış müzakere yerine, kavgayı tercih ediyor.
AB’nin İlerleme Raporu’nu bayramda açıklamasına Kavga Bakanı Bağış’ın tepkisi gecikmiyor: “Bayramda açıklamak saygısızlık”.
Kavga yine tamam, zaten biliyoruz, daha önemlisi, “Bayramı zehir etmeyin” demeye getiriyor. Raporda Türkiye’nin hal-i pür melali şimdiden belli anlaşılan. Hukuk, insan hakları, medya ve devamı açısından.
Inscrit le: 12 Jan 2008 Messages: 13627 Localisation: Paris
Posté le: 12 Oct 2013 1:04 Sujet du message:
Citation:
Mehmet Y. YILMAZ
Hurriyet
(...)
Polis devleti için bir adım daha
PAKETLER açılıyor-kapanıyor derken, vara vara gelebildiğimiz yer bir kez daha “polis vazife ve selahiyetleri” oldu!
Dün gazetemizde yayımlanan Nuray Babacan’ın haberine göre, AKP, polisin yetkilerini artıran bir paket hazırlıyor.
Hükümetin son hazırlığı şu: Polis eylem yapma ihtimali olduğunu düşündüğü herkesi hâkim ve savcı talebine gerek duymadan 24 saate kadar gözaltında tutabilecek.
Bundan sonra polis, tipini beğenmediği “Eylem yapma hazırlığı içinde olabilir” dediği herkesi kolayca gözaltına alabilecek.
Bu bir hukuk devletinde değil, ancak polis devletinde söz konusu olabilecek bir uygulamadır.
Gerçi uzun süredir polisin hem savcı hem de yargıç olarak faaliyet gösterdiğini biliyoruz.
Polis fezlekesinin iddianame, iddianamenin de yargı kararı olduğunu çok gördük.
Þimdi bir adım daha atılıyor, aradan savcı ve yargıç da çıkarılıyor ki polis, muhaliflere göz açtırmasın.
Toplantı ve protesto gösterisi yapma hakkı, kaynağını Avrupa sözleşmesinden alan, insan hakları mahkemesi kararlarıyla da pekiştirilip, güçlendirilen bir haktır.
Gösteri barışçı olarak sürdüğü sürece buna yönelik müdahale hak ihlalidir.
Türkiye’de bu hak ihlali meselesi zaten bir kronik sorun halini almıştı, şimdi o hakkın ihlal edildiği yetmiyor olmalı ki bir de “özgürlük hakkının ihlali” bir tür “polis hakkına” dönüştürülüyor.
Savcılara temel hukuk bilgisi kursu
YARGIÇLAR Sendikası Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu hakkında 2 yıl 6 aydan 11 yıla kadar hapis cezası istemi ile dava açıldı.
Davanın konusu, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası’na muhalefet ettiği iddiası.
Eminağaoğlu’na yöneltilen bir suçlama da onunla aynı eyleme katılan CHP Grup Başkan Vekili Emine Ülker Tarhan ile CHP milletvekilleri Nur Serter, İdris Yıldız ve İzzet Çetin’in varlığından kaynaklanan nüfuzu kullanmak.
Bunu nasıl yapmış anlamadım ama hiç anlamadığım asıl konu “yasaya muhalefet” meselesi.
Olay şöyle olmuş:
Gezi protestoları sırasında 300 kişilik bir grup Ankara’da Kennedy Caddesi’nde toplanmış.
Polis, çevreye herhangi bir saldırganlık içinde bulunmayan topluluğa dağılma emri vermiş, bunun için anons yapmış. “Dağılmazsanız zorla dağıtacağız” anonsu!
İddianameye göre bunun üzerine Eminağaoğlu polise şöyle demiş:
“Bu böyle olmaz, anons yapmaya gerek yok, müdahaleye gerek yok, burada hepimizin amacı demokratik eylem yapmak. Burada tek amaç dağıtmak değil, eylemi barışçıl tutmak. Þu sıradan güvenlik çemberi koyacağız, hepimiz birbirimize desteğiz, burada güçlü durabilmemiz için buraya güvenlik çemberi koyacağız”.
Söylediği söz, AİHM kararlarıyla da çerçevesi iyice kesin olarak çizilen toplantı ve gösteri yapma hakkının korunması ile ilgili.
Bir olay yok, saldırganlık yok, çevreye verilen bir zarar yok!
Ama nasıl olabiliyorsa bu nedenle dava açılıyor, 11 yıla kadar da hapsi isteniyor, yargıçlık görevinden atılması isteği de cabası!
Öyle görünüyor ki HSYK’nın vakit geçirmeden savcılar ve yargıçlar için bir kurs düzenlemesi gerekiyor.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin bir iç hukuk metni olduğunu, AİHM kararlarının iç hukukumuzda da geçerliliği olan içtihatlar olduğunu iyice belletmek için bir kurs!
Vous ne pouvez pas poster de nouveaux sujets dans ce forum Vous ne pouvez pas répondre aux sujets dans ce forum Vous ne pouvez pas éditer vos messages dans ce forum Vous ne pouvez pas supprimer vos messages dans ce forum Vous ne pouvez pas voter dans les sondages de ce forum