174 visiteur(s) et 0 membre(s) en ligne.
  Créer un compte Utilisateur

  Utilisateurs

Bonjour, Anonyme
Pseudo :
Mot de Passe:
PerduInscription

Membre(s):
Aujourd'hui : 0
Hier : 0
Total : 2270

Actuellement :
Visiteur(s) : 174
Membre(s) : 0
Total :174

Administration


  Derniers Visiteurs

lalem : 3 jours
SelimIII : 5 jours
adian707 : 6 jours
cengiz-han : 8 jours
Kikasddd : 8 jours


  Nétiquette du forum

Les commentaires sont sous la responsabilité de ceux qui les ont postés dans le forum. Tout propos diffamatoires et injurieux ne sera toléré dans ces forums.


Forums d'A TA TURQUIE :: Voir le sujet - Football en Turquie
Forums d'A TA TURQUIE Index du Forum Forums d'A TA TURQUIE
Pour un échange interculturel
 
 FAQFAQ   RechercherRechercher   Liste des MembresListe des Membres   Groupes d'utilisateursGroupes d'utilisateurs    

Football en Turquie
Aller à la page Précédente  1, 2, 3, 4 ... 21, 22, 23  Suivante
 
Poster un nouveau sujet   Répondre au sujet    Forums d'A TA TURQUIE Index du Forum » Forum Sport
Voir le sujet précédent :: Voir le sujet suivant  
Auteur Message
KralAuriverde
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 04 Juil 2011
Messages: 1085

MessagePosté le: 27 Juil 2011 8:42    Sujet du message: Répondre en citant

Ebru Köksaldi


Omurgasızlığın tarihçesi


Bu spor medyası, bir kulüp takımının ülkenin tüm siyasi organları ve kurumlarıyla desteklendiği, başarı geldikçe desteğin diktaya dönüştüğü dönemin medyası olarak büyüdü.

80lerde çocukken bir gün futbol yazacağım derdim. 90larda tabloid tarzı spor gazeteleri ve kışkırtıcı başlık furyaları başlayınca "futbol yazacağım ve düzeni değiştireceğim"e döndü mesele.Gülmeyin, o zamanlar hakikaten medya açısından umut kırıntıları vardı. Henüz %100 liboş olmamıştı.

90lar ortasından sonra yeni yorumcu-yazar nesli çıkmaya başladı. Daha bilgili, dünya futbolunu takip eden, okuyan, entelektüel seviyesinin yüksekliği ile yabancı dildeki kaynaklara ulaşabilen, spor medyasındaki klişeleri yıkıp değişik fikirler ortaya atabilen parlak bir nesil... Sayıları arttıkça kemikleşmiş ve etrafında çember çizen yüzeysel futbol medyasını sileceklerine inanmıştım. Ama bu umut fazla uzun sürmedi. Bir yanda baronlar, altın tespih kardeşliklerinin "ağaları" medyadaki üst kademelere iyice hakim olurken diğer yanda bahsettiğim parlak nesli, emekli olmuş hakem ve futbolcu yorumcularla harmanladılar.

Televizyon kanallarının hızla şişirdiği şöhret budalalılığı ve rantın fırlaması ile akıl dışı noktalara giden ücretler, bu ekibin evirilip devrilmesine veya gerçek yüzlerinin ortaya çıkmasına sebep oldu.

95 sonrası ve 2000ler semirme,köklerini iyice sağlamlaştırma ve genişleyerek sistemi tamamen ele geçirme yıllarıydı. Merkezde "Fenerli medya" yalanını yedirmiş lider vardı. Bu süreçte veliahtlarını yetiştirdi. Bir yazısıyla kariyerleri mahvedip istediklerini yüceltti. Haftalık yemekli sohbetler fikir alışverişinden çok " fikir ekme" stratejilerinin kaynağı oldu. Bir de baktık ki Türk spor medyası tarikat haline dönüşmüş. A isminden başladığınızda çocukluk arkadaşlığı, akraba, iş geçmişi, okuldaşlık, mahallelik, aile dostluğu vs bağlarından Z adına ulaşabileceğiniz bir klan... Herkesin herkesi tanıdığı, sınırların asla çizilemediği, bu yüzden futbolu yönetenlerin ve yorumlayanların olmaması gereken çıkar ve manevi ilişkiler yumağına dönüştüğü kördüğüm...

Spor camiası havuz içinde rotasyona girdi. Bir gün futbolcu ertesi gün federasyonda görevli, başka bir gün milli takımlarda antrenör; bir gün kulüpleri ve düzeni eleştiren yorumcu ertesi gün o eleştirdiklerinin ekibinde teknik danışman, ertesi gün koordinatör, vs oldu.

Çevrelerinden yeni isimleri katarak aileyi genişlettiler. Zamanla işin içine internet girdi. Orada da kendilerine tapınanlardan sanal alt tarikatlar oluşturdular.

Sürekli birbirini alkışlayan, pohpohlayan, onaylayan fareli köyün kavalcısının ardındaki fareler...

Bu klan, kendilerine uymayan, fikirlerini paylaşmayan, onların dokunmadıklarına dokunan herkesi sistem dışına attı.

Entelektüel seviyelerinin yüksekliğinin getirdiği otomatik saygınlık ile kendi klişelerini yaratıp kamuoyuna ezberlettiler. Mesela 2000ler boyunca modern futbolu "rakibi bozan, atletik, pozitif değil aşırı temkinli futbolu tercih etmek" kalıbına soktular. İstedikleri futbolcuları olduğundan iyi gösterdiler, istediklerini kalitesizleştirdiler...

Birinin ortaya attığı fikri 3 gün sonra diğeri de yazdı, dillendirdi. Böylece "ne kadar çok insan söylerse doğrudur" adlı beyin yıkama modelini nefis biçimde oturttular. Fikir ektiler, hepsi aynı yalanları savunduğu için o yalanlar zamanla doğru olarak kabullenildi. Aksini anlatan herkes kamu nezdinde holigan veya taraflı damgası yedi.
Fikri ve zikri eksik diğer spor medyası üyeleri de ya hala 20 yıl öncesinde takıldıkları için huysuzca yüz ekşittiler, ya da hayranlıktan ezbere destek verdiler.

Zamanla yeni fikir üretemez hale geldiler. Futbolun teknik yönünü anlamak, fazlasıyla izlediğini hissetmekten geçtiği ve bu yönden zayıf oldukları için açıklarını süslü, ansiklopedik bilgilerle dolu yazılarla kapattılar. Uzmanlık ve otorite sıfatlarını zedelemeyen harika bir elbise uydurdular.

İşte kandırmacadan ibaret tarafsızlık kelimesi en büyük etiketleri oldu.

Stratejinin en can alıcı yeri Türkiye'de sporun karanlık yüzüne, yani etliye sütlüye pek dokunmamalarıydı. Mevzunun ucu açık, her an iki farklı yöne de gidebilecek ise ortaya karışık konuşup pozisyonlarını bozmadılar. Adı geçen iki kulübün de nabzına göre şerbet verip topa girmediler. Böylece mesele netleştiğinde çabucak "ben zaten demiştim" diyerek tarafsızlık ve "çok iyi bilen adam" unvanlarını korudular.

Dönemsel olaylarda ise genellemelerin arkasına saklandılar. Mesela temiz futbol, holiganlık konularında kulüp, kişi ayrımlarına pek girmediler.

Peki palazlanıp şöhret kazandıkları dönem neydi? Normalde Türk futbol tarihinin en karanlık bölümü olarak tartışılması gereken Haluk Ulusoy yılları....

Galatasaray'ın 4 yıl üst üste lig ve sonunda UEFA şampiyonluğu, ardından milli takımın Dünya Kupası'nda 3.lük dönemleri... Türk futbol tarihinin en başarılı yılları.

O tarihi başarıları analiz edip anlatan medya olarak büyüdü.

Fatih Terim'in putlaştırılıp herkesi kendisine biat ettirdiği, bir kulübün medyanın yapacağı haberleri yönettiği, muhabirlerinin elini kolunu bağlayıp kendi kontrolüne aldığı dönemin elemanları, editörleri ve müdürleri olarak...
Hukuksuzluklar, ayrımcılıklar, özerk federasyon kisvesiyle kulüplere el altından dağıtılan paralar, kulüpler arası yaratılan eşitsizlikler, yönlendirilen hakemler, ve kurullar vs vs. Akla gelebilecek en spor dışı yapılanmaların göbeğindeki medya olarak büyüdüler.

Bu tarikat, yani şimdi Fenerbahçe ve Aziz Yıldırım'ı organize biçimde, kasıtlı üretilmiş iftiralar ve yalanlarla, bilgi kirliliği ile aşağılayan medyanın içinde barınan futbol medyası, Türk futbol tarihinin en şaibeli yıllarına sesini çıkarmamış, kalem oynatmamıştı.

Bursasporluların tarihi şampiyonluğa rağmen hala sokaklarda şiddet peşinde koşma sebebini 2004 yılından beri görmezden geldikleri gibi... Ya da Altay ve nice örneklerini...

Yapamazlardı zira sırtlarını verdikleri dönemin bağırsaklarını deşmek demek kendi bağırsaklarını deşmek demekti. Önce kendileriyle yüzleşmek demekti.

Bir kısmı şu an savcı ve polisçilik oynayan yeni yetme siyaset muhabirleri gibiydi.

Bir kısmı TFF Ankara bürokrasisinin, Ulusoy'un kulisçisiydi.

Mesela Sedat Peker'in web sitesi açılışlarında baş konuğu sadece Haluk Ulusoy değildi.

Olgun Peker ile tatil beldelerinde denize giren sadece şu anki milletvekili Hakan Þükür de değildi.

Galatasaray başarılarının figürü Mehmet Ağar tek derin insan değildi.

İktidar güçlerini net bir takım lehine kullanmıştı ama bu medyanın işine gelen takımdı. O zaman siyaset dışarı dememişlerdi.

Federasyon-kulüpler-şahıslar arasındaki karanlık ilişkiler o dönemler kimsenin derdi davası değildi.

O zamanlar diğer kulüplerin isyanı, çaresizliği, "kulüpler , yöneticiler şiddeti teşvik ediyor" klişesinin savunucularının umurunda değildi.

Hafızanızı, arşivleri karıştırın. Þu an saygı duyduğunuz insanların o zaman aynı konular için mücadele edip etmediğini hatırlayın.

İktidarlar değişiyor, federasyonlar değişiyor, kulüp başkanları değişiyor, kulüplerin kucağına oturduğu ideolojiler değişiyor, ama bu isimler hep var. Hem de maddi kazançları zerre düşmeden. Omuz omuza düzeni yürüttükleri insanlara arkalarını dönüp, kendilerine yeni menfaat ilişkilerini kurmak hiç de zor olmuyor.

O yüzden 2011'de hala hiçbirinden o yıllara ait tek satır okuyamazsınız.

Ve gelelim işin özüne... Tarikatın ana motivasyonu Fenerbahçe'dir. Zira o dönemle yıllarca , aynı perdeden kavga eden tek takım Fenerbahçe'dir.

BaÅŸka sebepler de var elbet.

Bir kısmı saf Aziz Yıldırım nefreti ile doludur. Televizyonlarda açıkça ifade etmezler ama kendi aralarında, gazete odalarında, yemekli toplantılarında, muhabbetlerinde kusarlar. Aziz Yıldırım'ın insan ilişkilerindeki özensizliği, kırdığı kalpler, kimi zaman azarlamaları Fenerbahçe kulübü içinde bile nefret kitlesi oluşturmuştur. Ama bahsettiğim gazeteciler, olayları değerlendirirken kişisel garezlerini köşeye atması gereken medya... Belki de hayatında hiç Aziz Yıldırım ile bir araya gelmemiş insanlar. Onlar Aziz Yıldırım'ın görünüşünü sevmiyor. Çizdiği imajı, tek adamlığını, yaptığı açıklamaları, kabalığını, kılığını kıyafetini sevmiyor. Süslü insan ilişkileriyle alakası olmadığı için hoşlanmıyor. Onların sınıflarına ait olmadığı için itibar etmiyor. Türk futboluna şikeyi,teşviki, tribün ayrımcılığını sokanlara saygı duyarken "mafya" sıfatını Aziz Yıldırım'a yapıştırıyor. Türk futbolu, alt liglerdeki yöneticilerden federasyonuna mafyanın kucağında gezerken bu unvanı sadece ona layık görüyor. Futbola kirleten onlar için Aziz Yıldırım. O yüzden 13 yıllık süreçte, tarafsız denilen ve saygı duyulan futbol medyasının Aziz Yıldırım'ın Türk sporuna katkıları üzerine içten yazılmış analizini bulamazsınız. Zaten Fenerbahçe onlar için sevimsizdir.

Bir kısmında ise kendi kimliklerinin gereği nefret vardır. Aslında uç noktada tarafken, tarikatın yarattığı ambalaja sığınarak tarafsız lanse edilenler...

Bir kısmında ise menfaat nefreti vardır. Aziz Yıldırım ellerini ayaklarını kulübün içinden kestiği için. Muhalefetin kuklası oldukları için...

Ama tabi en tehlikelisi medyanın baronları, altın tespih kardeşleridir. Yukarıdakilerin patronları. Sistemin içindekileri onlar getirir onlar götürürdü. Türk futbolunu aslında onlar yönetirdi. Elleri her yere uzanırdı. Hakemlere, federasyona, futbolculara... Fenerbahçe'yi de yönetmeye alışmışlardı. Mahremiyeti çiğnemeye... Aziz Yıldırım o hattı kopardı. Yetmedi, Fenerbahçe televizyon gelirlerinden bağımsız hale geldi. Yetmedi, Türk futbolunu değiştirmek için çabalamaya başladı. Ulusoy ile kavga etti, medya ile kavga etti, menajerlerle kavga etti, tribünleri ele geçirmeye çalışan mafya uzantıları ile kavga etti (o uzantıların medya başta olmak üzere spor camiası ile organik bağını hatırlatalım,çoğunun şu an Fenerbahçe ve Aziz Yıldırım'ın ipini çekenler olduklarını). Kısaca düzene çomak soktu.

Üst kademeden alta kadar giden hiyerarşik tarikatın en çaresizleri ise dipte kalan emekçilerdi.

Köşe yazarları çift haneli rakamlar alırken sayfaları hazırlayan, 6 gün geç saatlere kadar çalışan , maç maç koşturan muhabir ve fotoğrafçılar komik ücretlerle, zam almadan işini kaybetmeme korkusuyla yaşıyor.
Ve onlar taraftarla karşı karşıya bırakılıyor.

Yukarıda anlattığım canavara bakınca, 3 haftadır medyanın yürüttüğü faşist yayıncılığa şaşmamak lazım.

Yıllardır uğraştıkları Fenerbahçe'yi sıkıştırdığını düşünmek bile tüm ilkel duygularını açığa çıkartmaya yetti. Akıllarını kaybetmiş, sürekli ters köşeye düştüklerini ispatlayan haberlere imza atmalarının sebebi bu boşalma.
Fenerbahçelilerin istediği tek şey gazetecilik sorumluluğu. İstenen amaca ulaşmak için yalanlar uydurmak yerine somut veriler, hukuk, vicdan ve akıl ile yazmaları. Sadece bir gazeteci ve insan kimliğiyle dönen hukuksuzluğu ve oyunu rahatça görebilirler. Yazamıyorlarsa art niyetliler demektir.

Aksine alay ediyorlar, aşağılıyorlar, "temiz futbol" hikayeleri anlatıyorlar, alenen suç işleseler de oldukça rahatlar. Dünyadaki hiçbir şike operasyonunda federasyonların mahkemesiz karar veremediği ortada iken bir anda cahil kesiliveriyorlar. Yorumcuların çoğu 3 temmuz'dan sonra pek ortalarda görünmedi beklendiği gibi. Ortaya atlayanlar şikeci Fenerbahçe damgasını bastılar, ama hep "Türk futbolu artık temizlenecek" eklemesi ile işi genelleştirerek. Zamanla hedefin sadece Fenerbahçe olduğu ortaya çıktı , polis ve savcının güvenilirliliği yerlere düştü, tablo Fenerbahçe lehine döndü. Hemen genel temizlik laflarından vazgeçip, rotayı TFF üzerine baskı kurmaya çevirdiler. Aynı anda bombardımana başladılar. Nasılsa ülkemizde acele karar verilip 6 ay sonra yanlış çıkarsa unutulur, biz de yırtarız rahatlığıyla... Maksat Aziz Yıldırım ve Fenerbahçe'yi köşeye sıkıştırmak olsun.
Tabi hala Fenerbahçe'nin, zaman aşımına uğramayan son 20 yıl incelensin teklifine cevapları yok!

İşin özeti: Mevzu Fenerbahçe'ye geldi mi savundukları ve temsil ettikleri siyasi,sosyal ve ideolojik kimliklerini anında satıyorlar.

Ve artık ikiyüzlülüğü anlayan insan sayısı artıyor.

Bu omurgasız spor medyası tarikatı yetmezmiş gibi yeni bir tehlike de devreye girdi: siyaset medyası. Gazetelerin tamamı. ..Neredeyse ülkenin tüm yazılı ve görsel basını, mevcut siyasi gücün elinde. Ya direk, ya kendi çevrelerinden gelen 3. şahıslar vasıtasıyla ya da iş adamlarının kuyruğunu sıkıştırarak... Ntv en güzel delili.

Þimdi onlar da operasyon gereği burnunu spora sokunca, ahlaksızlığın sınırı olmayan haçlı seferine dönüştü. Türkiye'de kalan son bağımsız güç, son kaleye yöneltilen siyasi darbenin aktörlüğünü aldılar. Üstelik futbol konusunda bilgisiz oldukları için saçma haberlere imza atıp kendilerini daha da deşifre ediyorlar.

Galatasaray taraftarının stat açılışında TOKI başkanı ve başbakanı yuhalamasını Che-vari anarşist başkaldırı destanına çevirip haftalarca hava atan köşe yazarları, 75-80 bin Fenerbahçelinin hukuk arayışına, siyasi gücün kulüplerine müdahalesine isyanına kalem sallayacak kadar karakterli olamadı.

Cesaret, inandığı ve bildiğini her koşulda dile getirebilmekte yatar. Bu insanların çoğu demokrattır, sol kökenlidir, ülkedeki haksızlıklara ve hukuksuzluğa isyan eden düşünce insanlarıdır. Real-Barca ayrımında Franco faşizmini tartışırlar, Anadolu takımlarının yılmaz bekçileridir, ama onların 2000lerde nasıl veya kim/hangi kulüp tarafından ezdirildiğini asla yazmazlar. İsim veremezler. Fenerbahçelilerin mücadelesine sırtlarını dönerler.
İşte böyle bir kuşatma var. Sadece futbol ve Fenerbahçe değil. Siyaset, ekonomi, hayat, her şeyde...

Hep tekrarlarım. Ya göründüğünüz gibi olun ya da olduğunuz gibi görünün diye...

Ama artık gerek kalmadı. Þu 3 hafta medyanın ne olduğunu herkesin aklına unutulmamak üzere kazıdı.
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
cengiz-han
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 12 Jan 2008
Messages: 13627
Localisation: Paris

MessagePosté le: 27 Juil 2011 15:43    Sujet du message: Répondre en citant

Kral bu yaziyi okuyunca sirf senin için buraya aktarmak istedim ama kaçindim, iyi ki de kaçinmisim. Bu hanimcagizin yazisinin arkasina siginip FB'yi savunmak bence FB'nin buyuklugune yakismaz... Ama sen yakistirmissin.

Zaten tartisacak fazla birsey de kalmadi, dedim ya FB sut kuzusu kadar masum...

Bakalim FB içindeki "çirtlak sesin" dediklerini de buraya aktaracak misin?

Hoscakal.
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
KralAuriverde
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 04 Juil 2011
Messages: 1085

MessagePosté le: 28 Juil 2011 20:57    Sujet du message: Répondre en citant

Iste bizim atini seven Cengiz arkadasimizin türk futbolunu kurtaracak o müthiş kadrosu !!!!!!



Hadi "objektif" arkadaşimızın da gönlünü alalım. Smile İşte Türk futbolunu kurtaracak, ağızlarından çıkan iddiaları ballandıra ballandıra 70 çeşit mecrada paylaştığımız o harikulade isimler. İnsanlığın yüz akları. Aynı gemide olanlar ne kadar şanslı ! Smile

Emenike'nin para sayarkenki görüntülerini bir tek kendisi gören Ekrem Açıkel, İntihal ettiği yazısıyla Taraf'ta yazmaya başlayan Rasim Ozan Kütahyalı, Futbolcuğunda kasap olarak anılan büyük hakem Erman Toroğlu, "Bikini" olayı akıllardan çıkmayan herkesin sevgilisi Ahmet Çakar, Bir hakemi haksız yere suç işlemekle itham edip iddiaları asılsız çıkınca 11 ay 20 gün hapis cezası alan Serhat Ulueren ve tabi Master Jedi Judge Baransu, Savci Zekeriya Oz'un bir an olsun pesini birakmiyan giçi giçi kopegi !


Gelgelim Cengiz arkadasimizin meshur FB içindeki "çirtlak" sesine !!!!!!!!!!!!

Ulan bende çok onemli bir delil sanmistim. Laughing Haaa, kendisine dernek kursun diye bir lokal verilen ve o lokali kumarhaneye çevirdikten sonra polis tarafindan baskin yiyen ve Aziz Yildirim'a arka çikmadin diye bugun intikam alan içimizdeki Irlandali mi ? Smile

http://www.habervitrini.com/haber.asp?id=396613

http://en.vidivodo.com/267821/fenerbahce-kumar-baskini


Ve Mevlana'nin meshur bir lafiyla noktalayalim

"Oyle adamlar gordum ustunde elbisesi yok, oyle elbiseler gordum içinde adam yok"




[/i]
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
cengiz-han
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 12 Jan 2008
Messages: 13627
Localisation: Paris

MessagePosté le: 29 Juil 2011 0:29    Sujet du message: Répondre en citant

Dedim ya Kral FB anasinin karnindan çikmis puru ak bebek kadar masumi. Oyle ki masum bebegi aglatan basinin yaptigi provokasyon hafifletici neden gorulmus olaki stattan basin mensuplarini kovan ve sahaya inen yuzlerce seyirciye sadece 2 maç ceza verilmis, sahaya su siseleri yagidirna GS 5 maç almisti (ki bana gore haketmisti).

Neyse çirtlak ses kumarbazin tekiymis sozune inanilmaz. Erman Toroglu da zaten kasapmis (bana gore ukala kendini bisey zanneden biri) onu da bos geç, digerlerini de zaten bilmiyorum...

Ayrica geçen sene "ligde kal GS" diye alay ederken de süt kuzusu kadar masumdu FBliler.

Haa bak bir de bu videoyu yaziyi seyrederek oku, sen de benim gibi bir rahatla bir de vatan için uzul. Ele geçirelemeyen son kale FB de gidiyor diye...

http://bit.ly/qjhghH
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
KralAuriverde
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 04 Juil 2011
Messages: 1085

MessagePosté le: 29 Juil 2011 14:05    Sujet du message: Répondre en citant

cengiz-han a écrit:
Dedim ya Kral FB anasinin karnindan çikmis puru ak bebek kadar masumi. Oyle ki masum bebegi aglatan basinin yaptigi provokasyon hafifletici neden gorulmus olaki stattan basin mensuplarini kovan ve sahaya inen yuzlerce seyirciye sadece 2 maç ceza verilmis, sahaya su siseleri yagidirna GS 5 maç almisti (ki bana gore haketmisti).

Neyse çirtlak ses kumarbazin tekiymis sozune inanilmaz. Erman Toroglu da zaten kasapmis (bana gore ukala kendini bisey zanneden biri) onu da bos geç, digerlerini de zaten bilmiyorum...

Ayrica geçen sene "ligde kal GS" diye alay ederken de süt kuzusu kadar masumdu FBliler.

Haa bak bir de bu videoyu yaziyi seyrederek oku, sen de benim gibi bir rahatla bir de vatan için uzul. Ele geçirelemeyen son kale FB de gidiyor diye...

http://bit.ly/qjhghH





"Benim dinime küfreden keske müslüman olsa" diye bir laf var o aklima geldi birden ! Garibanin kiyasladigi seye bak.


Anne babayi isin içine katmadan (abilik/büyüklük) bizde kalsin hadi ve bizim sütten çikmis ak kasik Cengiz'e bazi realiteleri hatirlatalim.


Bir takım Galatasaray taraftarı Türkiye Futbol Federasyonuna seslenmiş:

"Dün gece Þükrü Saraçoğlu Stadı'nda Fenerbahçe ve Shakhtar Donetsk arasında oynanan hazırlık maçındaki olaylar net olarak gösterdi ki "gözü dönmüş güruh" durdurulamayacak!

Maçı takip eden basın mensuplarına saldıran, saha içindeki foto muhabirlere pet şişe atan grup, oluşturduğunuz kaos ortamının ürünleridir. Başkanınız Mehmet Ali Aydınlar'ın tutarsız açıklamaları ortamı iyice germektedir ve lig başladığında başta derbi maçlarda olmak üzere tüm maçlarda bu gerginlik artarak sürecek ve devam edecektir.

Vereceğiniz kararın sosyo-ekonomik boyutlarından bahseden bu grubun yaptıkları, yapacaklarının teminatı olup daha da ileri gitmeleri halinde içinden çıkılamaz, altından kalkılamaz hale gelecektir.

Galatasaray taraftarları olarak Etik Kurulu'nuzun çalışmalarını hemen tamamlayarak kesin bir sonuca varmalarını, liglerin güvenli ve bu gözü dönmüşlerden temizlenmiş bir şekilde başlatılmasını istiyoruz."



Okuyun. Gözleriniz iyice tanısın bu kelimeleri. İçinize çekin teker teker. Sözlüklerden, twitterdan bağırdıkları yetmiyor, şimdi de TFF'ye sesleniyorlar, Fenerbahçe taraftarı değil, "gözü dönmüş güruh" diye hitap ediyorlar size!

Kim bunlar?

Kim bunlar?

Fenerbahçe Basketbol Takımı Þampiyonluğunu kutlarken sahaya elinde ne varsa atıp saldıran, saldıranlara ağızlarını yarım da olsa açıp tek kelime edemeyen,

Florya tesislerinde 17 Yaş altı takımımıza tekme tokat girenler karşısında yellenme kabilinden dahi itirazda bulunamayacak kadar ar duygusunu kaybetmiş olanlar!

Kim bunlar?

Pet şişe atılmasına gözü dönmüşlük diyip, Alex'in kafası girince -ağlara- sahaya rakı şişesi atanlara alkış tutanlar,

Bir tane kadıncağızın, üstelik de provoke ettiğini iddia ederek, Fenerbahçeli basketbolculara saldıranlar, ondan sonra da kendi yönetimleri saldıranları koruyunca tamtam gibi kutlama mesajı yayınlayanlar,

Cemal Nalga sahte formayla sahaya girdiğinde "yerin dibine girdiğini" iddia edip, sonra susup, üstüne kalem dahi oynatmayanlar,

Taurasi'yi önce doping kralı ilan edip, bir hınçla saldırıp, sonra doping yapmadığı ortaya çıkınca kaçacak delik arayanlar,

İki tane Leeds United taraftarını sokak ortasında bıçaklayanları -mutlaka- unutanlar,

Daha sayalım mı?

Daha sayalım mı?

Adaletsizliği ve yargısız infazı gördük. Gazete haberleriyle TFF'nin karar vermesini bekleyip, UEFA dallarına binip, fanatik akıllarıyla güvendikleri tüm dağlarda kar bittiğinde, "bu ateş üfleyerek sönmez"leyip ondan sonra da "TFF'ye güveniyoruz" limanında duraklayanları gördük.

Nefreti ve ahmaklığı gördük. Þike yapanlar küme düşürülsün dedikten hemen sonra Beşiktaş Asbaşkanı tutuklu yargılanmaya başlandığında sesini kesenleri, bir kaç gün sonra, yine ve ancak Fenerbahçe'nin küme düşürülmesini talep edenleri gördük.

Kalpleri kararmış. Akılları kaybolmuş. Fenerbahçe küme düşürülsün, şu dünya cennet olacak onlara.

Hayır, Fenerbahçe bir kere daha onları TT Arena'da yenmesin diye değil, bir kere daha Çubuklu formalıların kendilerini, kendi stadlarında madara edişini görmekten ürktüklerinden değil, basit kıskançlıktan, cahil korkaklığından, bel altı oyunlarıyla aşağı çekmek istediklerinden değil, gözleri kör eden, akılları buğzeden, nefretlerinden.

Evet Fenerbahçe taraftarı bugün sahaya girdi. Þimdi bundan da medet umuyorlar. Ceza verilsin, "bu gözü dönmüşler"in takımı kümeye düşürülsün, taleplere bak.

Gözünüzü iyi açın, aklınıza iyi yazın, o saha Fenerbahçe taraftarının.

O sahanın çimleri, o sahanın koltukları, tribünleri, o sahanın üstüne bina edildiği arazi, hepsi hepsi Fenerbahçe taraftarının.

Bu taraftar sizin alıştığınız meşrepten değil. İki fırça çekildiğinde başını öne eğip, uysal koyun gibi kestirecek tipte hayvanlar değiliz biz.

Nedir kardeşim işinde gücünde normal insanları, 70 yaşında teyzeleri, gencecik kızları, senedin peşindeki taciri, ay sonunu zor getiren işçiyi, borcunu zamanında ödemek isteyen esnafı, dükkanını duayla açan bakkalları ve o stada gelen, o çevrede dolaşan insanları bunca isyan ettiren şey?

Normal, işinde gücünde insanlara ne yaptınız da onlar bugün delirmiş gibi sahaya inip, isyan duygusuyla sokaklara çıkıp, üstlerinde bezden tshirtlerle bir büyük "hayır" kelimesinin peşinde koşuyorlar.

Adalet. Adalet.

Nefretinizden kaybettiğiniz, akıl yoksunluğundan hiç göremediğiniz adalet duygusu.

Haftalar oldu yemediğimiz küfür kalmadı, sokmadığınız bok çukurunda duymadığımız iğrenç koku yok. Hepimizin belini bükecek delilleri müjdeleyip, her kanaldan infaz hükümleri verip, polis fezlekelerinden copy pasteler ile stüdyoları bir baştan bir başa boyayıp karşımıza çıktınız, rezil ithamlar, haksız iftiralar, abuk subuk yorumlamalardan başka bir şey duyamadık!

Bu ülkenin Emniyeti terörle mücadele ederken dahi "kamuoyu desteğine muhtacız" demedi, Fenerbahçe söz konusu olduğunda kamuoyu desteği istedi. Emniyet bizim bildiğimiz Emniyet değil de Hz. Ömer tarafından yönetiliyormuş gibi el verdiniz, destek çıktınız, kendilerini Yargıtay Ceza Genel Kurulu ilan edip nihai hükümlerini tebliğ etme cüretini gösterdiklerinde adil yargılanma ilkesini değil, işte şike tespit edildi medyacılığına kaçtınız,

Adamın şekeri 260lara fırladı, kalbi, böbreği, her tür hastalığı vardı, yine de tutuklu yargıladınız,

Futbolcularımızın alnının teri kurumadan, içinde futbolun f si olmayan yorumlar yapıp, 17 maçta 16 galibiyet alınmasını bile şikeye karine sayıp, yarım sezon sustuğunuz, küme düşmemek için duacı olduğunuz, gelip geçenin festival cücesine çevirdiği takımınızın utancından kafanızı kaldıramadığınız, kendi başkanınızı ibra etmediğiniz bir sezonun bütün öfkesini, ezilmişliğini üstümüze kustunuz,

Halinizi göremediğimizi mi sanıyorsunuz?

Bunca izansızlığın, bunca haksızlığın, bunca adaletsizliğin karşısında susup oturacak, anaokulu müsameresi izleyen baba şefkatinde takımımıza bakacağımızı mı sandınız?

Bu taraftarın harcı öyle çamurdan değil!

Haksızlıklar, adaletsizlikler yağmur gibi yağarken üstümüze, bin türlü kafadan on bin hakaret edilirken ancak onursuz, gurursuz, haysiyetsiz, diyelim köpekleşmiş adamlar boyunlarını eğer.

Bu taraftar ne dedi? Adaletten başka ne istedi? Aynı durumda olan herkes yargılansın, varsa suçumuz hüküm verilsin, aceleye getirilmesin, deliller çıksın, adil bir yargılama sürsünden başka ne dedi? Bu insanlar, bunca gözyaşlarını içlerine akıtarak, adalet talep ettiler. Þeriatın kestiği parmak acımaz. Hepinizin dilinde pelesenk. Kadı önüne çıkmadan var mı hüküm vermek fıkıhta? Þeriatın neresine denk düşüyor linç? Zan üstüne hüküm kurmak nerede var, var mı üç tane gazetecinin kulağına üflenenlerle boyun kesmek?

Fenerbahçe'den nefret ediyorsunuz çünkü ne olduğunuzu hatırlatan başka bir şey kalmadı! Hayır karşısında sirk maymununa döndüğünüzden, taraftarı her kükrediğinde sesiniz güdük çıktığından, çubuklu formayı giyen her takım, her branşta üstünüzden panzer gibi geçtiğinden filan değil,

Susmadığımız için, eğilmediğimiz için, bükülmediğimiz için, siz her hücum ettiğinizde biz dimdik durduğumuz için, siz şampiyon olmamamız için dua ederken biz ancak kendi şampiyonluğunu dileyenlerden olduğumuz için, siz boyunuzun ölçüsünü bize bakıp alırken, biz hep kendi koyduğumuz sınırlara erişmek istediğimiz için,

Bu ülkenin her sokağında sarı lacivert çubukluyu üstüne giyen, bayrağını balkonuna asan, gümbür gümbür milyonlar olduğu için nefret ediyorsunuz.

Biz Fenerbahçeliyiz. Güruh değil. Fenerbahçeli. Gözü dönmüş değil, adalet isteyen, saldırgan değil öfkeli, zalim değil zulme dur diyen, binler, yüzbinler, kıta kıta.

Sizin bize karşı kaldırabileceğiniz en büyük başarınız kupanızdır kardeşim, onu bir yana koyarız zulme karşı isyan bayrağını gösteririz, ondan bir bizde var. Bir tek bizde.

Aziz'i alsınlar, yönetimi alsınlar, Lefter'i, Cemil'i alsınlar, o Stadı buldozerlerle yıksınlar, çimenlerimizin üstüne AVM kursunlar, futbolcularımızı dağıtsın, sporcularımızın da lisansını yırtsınlar.

Kadıköyde, bir mahalle arasında yeniden kurulur Fenerbahçe. Milyonlar akın eder çubukluyu giymeye.

Bu takım kurulduğunda formasının üstünde armadan başka bir şey yoktu, öyle devam eder. Amatör kümeden başlarız yine. Adım adım çıkarız. Binler uğuldar, onbinler bağırır, 55.000 taraftar haykırır tekrar "darağacında olsak bile"

Hiç umutlanmayın,

Yine geliriz,

Yine yeneriz,

Fenerbahçe bu demek,

Fenerle kimse başa çıkamaz

Siz tezahürat mı sandınız?



Aziz Yilmaz'a tekrar gelince, o adam 90'li yillarda, agzinizdan salyalar akitarak dilinizde sakiz gibi dolandirdiginiz "ne olacak bu Fener'in hali" döneminde, FB'in içler acisi içinde kivrandigi durumunun bas mimarlarindan birisiydi o zat-î muhterem. Gruplarin basini çekenlerdendi, rant sagmayamaz oldugu için simdi abisine saldiriyor kallesçe ! Tabii Aziz abisi içerde, ya salla babam salla bol iskembeden degil mi ? Ve GS'lilar bu habere baliklama atlasinlar her zamanki gibi !

Digerlerini bilmezsin tabii, biraz arastirsaydin bu polemige girmek yüz bile bulamazdiniz.


O videonun yazisini ben aktarmistim bir kaç gün önce, günaydin.
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
cengiz-han
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 12 Jan 2008
Messages: 13627
Localisation: Paris

MessagePosté le: 29 Juil 2011 22:17    Sujet du message: Répondre en citant

A be travma geçiren taraftar, gerekirse bir liste de ben yazarim, olmazsa bir kantar buluruz tartariz kiminki agir geliyor isin içinden çikmak için...

Baskalarinin kusurundan once sen kendininkileri ara. Igneyi kendine batir culvaldizi baskasina...

Memlekette neler oluyor bak sen sonra FB'ye yapilan haksizliklara sira gelsin.
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
KralAuriverde
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 04 Juil 2011
Messages: 1085

MessagePosté le: 29 Juil 2011 23:30    Sujet du message: Répondre en citant

Geç bunlari geç oglum !

Dünya alem biliyor Türk futbolunun en kirli dönemi Ulusoy dönemi oldugunu. Birak bu kantari mantari, kendini daha fazla maskara duruma düsürme.

Memlekette neler oluyor artik umurumda degil. Böyle salak halka böyle yönetim yakisir.
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
cengiz-han
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 12 Jan 2008
Messages: 13627
Localisation: Paris

MessagePosté le: 01 Aoû 2011 0:32    Sujet du message: Répondre en citant

KralAuriverde a écrit:
Geç bunlari geç oglum !

Dünya alem biliyor Türk futbolunun en kirli dönemi Ulusoy dönemi oldugunu. Birak bu kantari mantari, kendini daha fazla maskara duruma düsürme.

ne guzel savunma, bana sormustun, simdi ben de sana sorayim aynen : elinde Ulusoy donemi ile ilgili ne belge var?
Dunya alem istedigini bilir.

KralAuriverde a écrit:

Memlekette neler oluyor artik umurumda degil. Böyle salak halka böyle yönetim yakisir.


Yazik, FB'ye dokununca halk salak oldu. Daha evvel neredeydin? Ne yaptin. Ati alan Uskudari geçti, geçti borun pazari sur esegi Nigede'ye...
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
KralAuriverde
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 04 Juil 2011
Messages: 1085

MessagePosté le: 03 Aoû 2011 19:01    Sujet du message: Répondre en citant

Evet kapaklara devam edelim !


Her şey Emre Belözoğlu´nun Fenerbahçe´ye imza attığı gün başladı. Bir gazeteci‚ Aziz Başkan´a cemaatin son kale Fenerbahçe´ye de sızmakta mı olduğuna ilişkin bir soru yöneltti.
Aziz Başkan´ın tavrı ve cümlesi çok netti: "Fenerbahçe´ye Fenerbahçe´nin ´F´si dışında
hiçbir ´F´ giremez!"

İşte o andan itibaren açıktan açıktan Cemaatin kin ve nefreti başladı Fenerbahçe´ye... Öyle ya işgal yıllarında ulusal kurtuluş savaşına hem sahada hem cephede en büyük desteği vermiş en köklü kulüptü Fenerbahçe; bu cumhuriyetin kurulmasında çok büyük emeği vardı‚ hem de cumhuriyet ilke ve devrimlerinin de yıkılmaz bir bekçisi oldu her daim; o yüzdendir ki Atatürk Fenerbahçeli olduğunu beyan etmekte bir sakınca görmemişti‚ yanısıra işgalcilere kucak açan malum kulübe lanet okumakta da...

Endüstriyel futbolun en zirvesindeydi Türkiye´de Fenerbahçe ve Avrupa´nın ilk on kulübü içinde adı geçer olmuştu. Başlı başına bir güçtü Fenerbahçe ve öyle ki 30 yıl önce Yalçın Doğan´ın "Fenerbahçe Cumhuriyeti" kitabında söylediği üzere parti kursa tek başına iktidar olacak güce sahipti. Ülkenin her kademesinde Fenerbahçeliler ezici üstünlükteydi‚ sporun her branşında da rakiplerini eziyordu; borsada hisseleri kazandırdıkça kazandırıyor‚ her branşta da kupaları kazandıkça kazanıyordu.

Cemaatin ağzının suyu akıyordu ama bir türlü nüfuz edemiyordu Fenerbahçe´ye. Başbakan ile Aziz Başkan´ın arası iyi gibi görünüyor ama önceliği cemaate veren hükümet‚ GS´ye tepeleri‚ statları her türlü peşkeş çekiyordu‚ cemaat ilişkileri nedeniyle... Zamanında ele geçirdikleri GS´nin 4 yıl süren sportif başarıları ticari mantalite yoksunu yiyici yöneticileri yüzünden çok kısa zamanda eritilip tüketildiğinden artık GS´den üstün bir başarı bekleyemez hale gelmişlerdi. Bu iş‚ GS´li Mesut Yılmaz eliyle yapıldığından ve Fenerbahçe taraftarının "Sandıkta görüşürüz Mesut Bey" sözünün nasıl etkili olup artık "Mesut Yılmaz" adını bile anımsayan kimsenin kalmadığını gördüklerinden bu "kutsal" görev Fenerbahçeli Başbakan görevdeyken yürütülmeliydi ki öyle de oldu.

Fenerbahçe için de bu plan devreye sokuldu. Bu saatten sonra aklansa dahi Aziz Başkan´ın görevine devam etmesi çok zor bir olasılık olarak görülüyor. Zaten şimdiden cemaatin adamlarından hangisinin Fenerbahçe´ye başkan olacağı konuşulmuyor mu?

1959´dan bu yana defalarca şike/teşvik iddiaları gündeme geldi...

BJK´liler "şerefli ikincilik" sözünü kullandı iki kez... Her ikisinde de GS şampiyonluğa ulaşmıştı. Bu şampiyonlukları getiren 35 dakikada 5 gol yiyen Ankaragücü kalecisi de serbest vuruş kullanan Prekazi´ye eliyle sol tarafı işaret edip Yugoslavca "sola vur" diye bağıran ve gösterdiği taraftan gol yiyen Eskişehir kalecisi de aynı kişiydi: Zalad... BJK´nin 100. yıl formasında o güne dek oynayan 700 futbolcusunun adı yazılıydı‚ biri hariç: Zalad...

Hele 2006´da kaçırdığımız şampiyonluk kusursuz bir "organize iş" idi. Denizli-Fenerbahçe maçından sonra söylediğimiz tek cümle şu oldu: "Küme düşme potasındaki Denizli´yi yenemiyorsak zaten şampiyon olmayalım!"

Evet‚ şimdi biraz tehlikeli sularda yüzmeye başlayacağım!!!

Denizliliyim‚ Denizli´de yaşıyorum ve avukatlık yapıyorum. Denizli´de kurulan tezgahlardan haberdar olduğum için Denizli maçlarına kombinem olmasına karşın o son maça gitmedim‚ maçı İzmir´de tv´den izledim ve en ufak bir umudum yoktu şampiyon olacağımıza dair. Denizli´ye dışarıdan Fenerbahçe formasıyla gelen‚ İstanbul doğumlu olan hiçkimse sokulmadı o maçtan önce... Maçtan önce Denizlispor´un çakma amigosu GS´li "Yamuk" Ali‚ Antalya´ya gönderildi ve Antalya GS´liler Derneğinden tedarik edilen 2000 dolayında cincon taraftarı kente getirildi‚ hepsinde de Denizlispor forması vardı. Bu kişilerin bilet ve forma paraları Denizlispor´a GS tarafından ödendi‚ bağış adı altında. Bu kişilerin kente girişinde hiçbir sorun yoktu‚ şehrin diğer tarafından geliyorlardı ve hepsi de bilatereddüt alındı kente...

Nitekim dönemin cemaatçi Denizli Emniyet Müdürü daha sonra İstanbul Emniyet Müdürlüğü´ne atandı ödül olarak‚ cemaatçi vali de İzmir Valisi oldu hemen akabinde... Sahaya taraftarlar alınmadan önce yönetim tarafından tüm koltuklarda konfetilerin olması sağlanmıştı. Cemaatçi GS´li Haluk Ulusoy‚ Denizlispor Başkanı (güya Fenerbahçeli) Ali İpek´e maçın hiçbir surette tehir edilmeyeceğinin garantisini vermişti. Küme düşme potasındaki diğer takım Malatyaspor idi ve Gaziantep ile deplasmanda oynayacaktı. Gaziantep de düşme potasındaydı ama Malatya ile berabere kalması durumunda hiçbir maçın sonucuna bakılmadan kümede kalıyordu. Malatya ise berabere kaldığı takdirde Denizli de yenilirse Denizli küme düşüyordu. Denizli berabere kaldığı takdirde de diğer maç sonucu Denizli´yi ilgilendirmiyor ve Denizli kümede kalıyordu. Denizli yönetimi Haluk Ulusoy´un bilgisi dahilinde işi garantiye aldı ve GS´den gönderilen 400 bin doları Malatya´nın 2 Çek oyuncusuna 200´er bin dolar olarak gönderdi. Hatta Ali İpek çıktı‚ "ortada çantalar dolaşıyor" diye veryansın etti ki aslında bizzat kendisinin yönettiği çanta operasyonlarıydı.

Hep övünürler ilk tel örgüsüz saha diye‚ evet‚ Denizli´de saha kenarlarında hiçbir tel örgü yok ve isteyen istediği zaman sahaya atlayabilir ama Denizli seyircisi çekirdek çitlemekten başka bir şey düşünmediğinden Antalya´dan getirilen GS´li taraftarlara düşüyordu en büyük görev. Maç başladı‚ konfetiler‚ duraklamalar‚ konfetiler‚ duraklamalar... Teknik heyet ve futbolculara ağza alınmayacak hakaretler‚ küfürler‚ tehditler... Defalarca durdu oyun ama sahaya yabancı madde atılmaması için anons bile yapılmadı‚ çünkü üçüncüsünde maçın tehiri kararı vermek gerekiyordu. Bu sırada Gaziantep-Malatya maçı bitmişti ve Malatya kendi oyuncusunun kendi kalesine attığı golle 1-0 yenilmiş ve Malatya küme düşmüş‚ Denizli kümede kalmayı garantilemişti. (Nitekim lig bitiminde de Malatya‚ o iki Çek futbolcusunu adeta kovarak apar topar göndermişti.) Fenerbahçe´nin o günkü koşullar altında o maçı kazanma olasılığı inanın ki yoktu...

Bu tarafta ise yarım saatten fazla süren duraklamalara karşılık 16 dakika uzatma verildi. İşte o anda Aziz Başkan´ın tv´ye yansıyan görüntüsü‚ ayağa kalktığı ve arka tarafa geçtiği yönündeydi‚ hemen arkasından da sizlerin tanımadığı‚ benimse haftanın 5 günü gördüğüm ve görüştüğüm Denizlispor yöneticisi gitti arka tarafa...

- "Neler oldu arka tarafta?" dedim.
- "Kulise geçti Başkan‚ ikimizden başka kimse de yoktu" dedi.
- "Ne yaptı?" dedim.
- "Başını ellerinin arasına aldı‚ sesleri dinledi" dedi.
- "Konuşmadınız mı?" dedim.
- "Konuşmadı ki‚ zaten ağzını açsa ben 2 milyon dolar‚ 3 milyon dolar şeklinde teklifler ileri sürüp direkt pazarlığa başlayacaktım" dedi.
- "Abi o saatten sonra pazarlık mı olur‚ yetişmez ki" dedim.
- "Sen görmedin mi sahanın kenarında iki horoz vardı" dedi.
- "Evet gördüm‚ ligtv gösterdi‚ ne alakası var?" dedim.
- "Hehe‚ onları salacaktık sahaya‚ yakalanmaları en az yarım saat sürerdi‚ biz de o sırada çek mek alırdık‚ zaten maçın tehir edilmeyeceğinin garantisini almıştık Ulusoy´dan ama Aziz Başkan tek kelime etmedi ki" dedi.
- "..."

Sustum...

Bir başkan düşünün böyle bir organize işin parçası olmayan... O durumda bile parayla maç satın almayan... Þimdi neden böyle bir işin parçası olsun ya da olmak zorunda kalsın???

Bu‚ benim birinci ağızdan dinlediğim‚ bizzat içinde yaşadığım 2006 faciası. Bunun 2010´unu zaten hepimiz açıkça gördük... 2010´da her hafta "gönlümüz şunun şampiyon olmasından yana" diyen takımların ertesi hafta o takıma nasıl yenildiklerini gördük. Yıllardır konuşulan şike/teşvik iddialarında kabak bizim başımızda patlatıldı‚ hiçkimseye boyun eğmediğimiz için... Ama inanıyorum ki bu asil taraftar yine kimseye boyun eğmeyecektir.

Ankaraspor´u tedbiren ligden düşürüp soruşturma sonuçlandıktan sonra Bank Asya´ya iade eden TFF‚ o takımın 2 yıllık maddi manevi zararını nasıl telafi edecektir? Bir de bu durumda olan takımın Fenerbahçe olduğunu düşünün. Tıpkı Hacettepe gibi TFF´yi de kapattırırız emin olun‚ çünkü kendilerini satsalar bizim zararımızı telafi edemezler...

(alıntı)
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
murat_erpuyan
Admin
Admin


Inscrit le: 30 Jan 2006
Messages: 11192
Localisation: Nancy / France

MessagePosté le: 05 Aoû 2011 11:08    Sujet du message: Répondre en citant

Kisilerle kurumlari karistirmamak gerekir zirvalamasi yapan TFF Baskaninin FB'ligi tutmus, GS'da operasyona dahil olunca basmis fetvayi : GS'in kupasini aliriz.

Harika, mal bulmus magribi gibi atlamis, sanki simdiye kadar TFF bir takimin elinden kupa almista... BJK, jest yapip, gidip kupasini verdi !

Haa bu baskan oraya A. Yildirim adami olarak da gelmedi, iktidar getirdi...

Wait & see...
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
KralAuriverde
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 04 Juil 2011
Messages: 1085

MessagePosté le: 05 Aoû 2011 17:32    Sujet du message: Répondre en citant

Basinda yazilanlara fazla önem vermeyiniz ! çogu yalan ve sansasyonel haber ! Milleti galeyana getirecek nitelikte haber veriyor yazik ! Bundan sonra lig basladiginda olaylari seyredin siz. Daha bunlar ne ki !

TFF Baskan'ina gelince, yanilmiyorsam kulüplerin oy birligiyle gelmedi mi ? Ayrica, Aziz Yildirim'in önerdigi bir diger isim vardi, kendisi de GS'li birisiydi. tepkinize anlam veremedim.
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
murat_erpuyan
Admin
Admin


Inscrit le: 30 Jan 2006
Messages: 11192
Localisation: Nancy / France

MessagePosté le: 05 Aoû 2011 18:17    Sujet du message: Répondre en citant

Klupler oybilrigi ile seçti diye adamin zirvalamalarina aldirmayacak miyim? Evet ben GS'liyim, ama bu GS'lilikta biat kulturu yoktur.
Begenirim alkislarim, begenmem yererim.

Adam TFF Baskani, agzindan çikana dikkat edecek.
Bana gore FB için soylemediklerini ilk firsatta GS için soylemis.

Aslinda tam olarak boyle soylememk istemis olabilir ama al sana gazeteciler, manset atarlar.

Bugun http://www.fatihaltayli.com.tr/ da çika yaziya gore kimse kume filan dusmeyecekmis...

Ama dediginiz gibi, bu dosya boyle havada kalirsa, ligler basladiktan sonra birkaç sene isler zivanadan çikmaya mahkum...
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
murat_erpuyan
Admin
Admin


Inscrit le: 30 Jan 2006
Messages: 11192
Localisation: Nancy / France

MessagePosté le: 05 Aoû 2011 18:53    Sujet du message: Répondre en citant

Turk sporuna yeni bir degis dustu :



Uploaded with ImageShack.us
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
cengiz-han
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 12 Jan 2008
Messages: 13627
Localisation: Paris

MessagePosté le: 14 Déc 2011 1:11    Sujet du message: Répondre en citant

Masumiyet karinesi bir tarafa, ancak bir kaç once klupler birliginin onayi ile çikan yasa degistiriliverdi, hmede baska hiçbir seyde biraraya gelemyen CHP ve AKP ile.

Bunu anlamak mumkun degil. Cezalar agir olabilir, ancak bi suç amaresi ortay çiktiktan sonra kanunu degistirmek, kisiye ozel cezadir. Hukuka uymaz.

Simde de çikti bir kume dusme olmasin. Iyi olmasin da birisinin sike yaptigi zanni olunca mi bunu istiyorsunuz?

Renault kirmizi isikta geçerse ceza, Ferrari geçerse eyvallah. Bu akla yatiyor mu? Kaldi TFF bir kaç once sike yapti kanaatiyle alt liglerden 4 takimi bir alt lige dusuruvermis. Evet sadece kanaat ile.

Gazetelerin yazdigina gore "FB'siz ligin degeri kalmaz, kume dusme kalksin" diye FB yoneticisi.

Ben buyuk bir FB taraftari kitlenin bu soylemden utanç duydugunu saniyorum.
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
KralAuriverde
V.I.P
V.I.P


Inscrit le: 04 Juil 2011
Messages: 1085

MessagePosté le: 14 Déc 2011 11:52    Sujet du message: Répondre en citant

Adalet sisteminin normal ve dengeli çalıştığı bir ülkede yargı öncelikle suçlanandan yanadır, suçluluğun kesinliği için uğraşırlar.
Bizim gibi bir ülkede de yargı öncelikle suçlayanı haklı çıkartmak için çabalar, suçun oluşması için uğraşır.

Capich ?
Revenir en haut de page
Voir le profil de l'utilisateur Envoyer un message privé
Montrer les messages depuis:   
Poster un nouveau sujet   Répondre au sujet    Forums d'A TA TURQUIE Index du Forum » Forum Sport Toutes les heures sont au format GMT + 2 Heures
Aller à la page Précédente  1, 2, 3, 4 ... 21, 22, 23  Suivante
Page 3 sur 23

 
Sauter vers:  
Vous ne pouvez pas poster de nouveaux sujets dans ce forum
Vous ne pouvez pas répondre aux sujets dans ce forum
Vous ne pouvez pas éditer vos messages dans ce forum
Vous ne pouvez pas supprimer vos messages dans ce forum
Vous ne pouvez pas voter dans les sondages de ce forum


Powered by phpBB v2 © 2001, 2005 phpBB Group ¦ Theme: subSilver++
Traduction par : phpBB-fr.com
Adaptation pour NPDS par arnodu59 v 2.0r1

Tous les Logos et Marques sont déposés, les commentaires sont sous la responsabilités de ceux qui les ont postés dans le forum.