Les commentaires sont sous la responsabilité de ceux qui les ont postés dans le forum. Tout propos diffamatoires et injurieux ne sera toléré dans ces forums.
Forums d'A TA TURQUIE :: Voir le sujet - Officiers lourdement condamnés par la justice turque
Forums d'A TA TURQUIE Pour un échange interculturel
Inscrit le: 12 Jan 2008 Messages: 13627 Localisation: Paris
Posté le: 22 Sep 2012 14:50 Sujet du message:
Voyant les titres de Sabah (vive la démocratie), de Star et de Takvim, mais aussi de Taraf on comprend parfaitement la nature de cette décision.
La Turquie est plus que jamais divisée, je ne sais si ce pouvoir sème les graines d'une jeunesse croyante mais il est certain qu'une jeunesse haineuse est en route...
Dünyaca ünlü iktisatçı ve Balyoz davası tutuklusu Çetin Doğan’ın damadı Dani Rodrik, dün açıklanan Balyoz davası kararını Washington Post gazetesinde yayımlanan yazısıyla değerlendirdi.
Rodrik’in “Türkiye’nin adli hatası” başlığını taşıyan yazısını yayınlıyoruz:
Bir Türk mahkemesi Cuma günü, açık bir şekilde düzmece bir yargılamanın ardından 2003’te Balyoz kod adıyla darbe planı yaptıkları 300’den fazla subay hakkında uzun hapis cezaları verdi.
Türk mahkemeleri hükümete karşı farklı türden siyasi çizgilerde muhalefet eden herkesi parmaklıkların arkasına tıkmak için fazla mesai yapıyor. 2007’den bu yana hükümet Ergenekon diye adlandırılan, aşırı milliyetçi bir terör örgütü olduğu iddia edilen yapıya karşı bir dizi dava açarak, avukatları, siyasetçileri, akademisyenleri, gazetecileri ve askerleri hükümeti devirmeye çalışmakla suçladı. Farklı davalarda binlerce Kürt siyasetçi ve aktivist de –bunlardan 1000’e yakını tutuklandı- terör faaliyetleriyle ilişkili oldukları iddia edilerek yargılanıyorlar. Türkiye, Çin ve İran’dakilerin toplamından daha fazla gazeteciyi hapse atmış durumda.
Dramatikliği yönünden bakıldığında bu davalardan pek azı Balyoz davasıyla yarışabilir. 2010’da başlayan davada 365 muvazzaf ve emekli üst rütbeli subay –aralarında benim kayınpederim Çetin Doğan da bulunuyor- ve iki sivil, darbe planı yapmakla suçlandı. Savcılar, planı yapanların camileri bombalamayı, bir sahte bayrak operasyonu ile bir Türk savaş uçağını düşürmeyi, hastaneleri ve eczaneleri ele geçirmeyi, hükümet dışı örgütleri kapatmayı, gazetecileri ve siyasetçileri tutuklamayı ve son olarak kendi belirledikleri bir kabine atamayı planladıklarını iddia ettiler.
Ancak mahkemenin Perşembe günü aldığı kararın dayandığı “suçlayıcı belgeler” sahteydi ve davalılara çamur atmak üzere kullanılmışlardı. Savunma avukatları tarafından görüşüne başvurulan Amerikalı, Alman ve Türk adli uzmanların bağımsız bir şekilde yaptıkları incelemeler sahteciliği ortaya çıkarttı.
Savcılık, kompakt disklerde kayıtlı, 2003’te davalılar tarafından üretildiklerini ileri sürdüğü imzasız belgelere atıf yaparak darbenin o dönemde planlandığını iddia etti. Ancak bu belgelerin son kaydedilme tarihleri 2002-2003 olarak görünse de ilk kez Microsoft Office 2007 ile gündeme gelen yazı karakterleri ve başka özelliklerin kullanıldığı bulundu. Dolayısıyla belgelerin söz konusu yazılımın piyasaya çıktığı 2006 ortasından önce üretilmiş olmaları mümkün değildi. CD’lerin üzerindeki el yazılarının da taklit edilmiş oldukları anlaşıldı. Dahası davalılardan pek çoğu, bu belgelerin hazırlandığının ya da darbe planı yapıldığının iddia edildiği tarihlerde Türkiye dışında veya yüzlerce kilometre uzakta olduklarını kanıtladılar. Belgeler, 2003’te var olmayan ya da farklı bir adla var olan örgüt veya mekan adları gibi sayısız tutarsızlık da içermekteydi.
Bütün bu deliller tek bir sonucun çıkartılmasına olanak veriyor: Darbe planı iddiası imal edilmişti.
Bu sonuç Türk ordusu tarafından uzun süredir bilinmekte. Geçtiğimiz yaz, Genel Kurmay Başkanı ve kara kuvvetleri, deniz kuvvetleri ve hava kuvvetlerinin başındaki kişiler, meslektaşlarının kalabalık bir biçimde tutuklanmalarına sembolik bir tepki olarak hep birlikte istifa ettiler. Dava geniş bir kesim tarafından, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, uzun bir süredir Türkiye toplumunda İslamcı güçlere karşı çıkan güçlü bir kurum olan ordunun kafasını kopartmasının bir aracı olarak görülmekte.
Ancak en endişe verici konu, Türk mahkemesinin yapılan sahtekarlıkla açık bir biçimde suç ortaklığı yapmış olması. Gerek Türk kanunlarını gerekse uluslararası hukuku hiçe sayan mahkeme, savunmanın delillerin doğruluğunun bağımsız bir şekilde ispat edilmesi taleplerini, belgelerdeki sayısız tutarsızlığı ve belgelerin sahte olduklarına işaret eden diğer bulguları yok saydı. Mahkeme, savunmanın aralarında, savcılığın darbeyi önlediğini iddia ettiği ancak kendisi böyle bir plan hakkında bilgisinin olmadığını kamuoyuna açıklayan eski Kara Kuvvetleri Komutanı’nın da bulunduğu çok önemli tanıkların çağrılması talebini de reddetti. Mahkeme salonlarının tavanlarına mikrofon yerleştirerek avukat-müvekkil ilişkisinin gizliliğini ihlal etti. 365 davalıdan 250’si hapiste tutuldu ki bunların büyük bir kısmı 20 ay önce dava görülmeye başladığından bu yana hapiste bulunuyorlar.
Hâkimler, davalıların masumiyetlerini ispat etmelerine engel olmanın da ötesinde, yargılama esnasında hoşlarına gitmeyen beyanlarda bulundukları için, davalılara ve avukatlarına karşı suç duyurusunda bulundular ve bunlardan bazıları yeni davaların konusu oldu. İki davalının eşi, mahkemenin yapıldığı cezaevinin dışında yaptıkları barışçıl bir eylem nedeniyle mahkemeye verildi. Ve Türk hükümeti hâkimler bir karara varmadan önce 34 davalıyı ordudan emekliye sevk ederek, gerçek amaçlarının ne olduğunu açıkça gösterdi.
Bu hak ihlalleri karşısında çileden çıkan davalıların aileleri, BM Keyfi Tutuklamalar Çalışma Grubu’na bir dilekçe vererek, tutuklu 250 sanığın uluslararası hukuka aykırı bir biçimde hapiste tutuldukları hakkında bir açıklama yapılmasını istediler. Eldeki delillerin ağırlığı göz önünde bulundurulduğunda, uluslararası hukuk uzmanlarından oluşan Çalışma Grubu’nun davalıların yasadışı bir biçimde tutuklanmış oldukları sonucuna varacağına ve serbest bırakılmalarını isteyeceğine inanıyorum. Türkiye’de bir düzeltme olanaklı görünmediği için, Çalışma Grubu’nun acilen bağımsız ve tarafsız bir inceleme başlatması mümkün.
Dünyanın, Türkiye’de gerçekleşen bu apaçık adli hataya daha yakından bakacağını umuyorum. Türkiye kendisini Orta Doğu’da demokratik özgürlüklerin lideri gibi sunarken, bu ve buna benzer davalarda yaptıkları tam tersine işaret ediyor. Bu alçakça manipülasyonları açığa çıkartmanın Türkiye’de hukukun üstünlüğünün sağlam bir biçimde kurulacağı günleri yakınlaştıracağını umalım.
Inscrit le: 12 Jan 2008 Messages: 13627 Localisation: Paris
Posté le: 24 Sep 2012 1:32 Sujet du message:
Réaction du chroniquer de Hürriyet.
23/09/2012
Citation:
Þunlara 20 sene Bunlara 18 sene Gerisine 16 sene filan.
330 kişiye ceza verildi deniyor.
Yanlış.
330 kişiye ceza verilmedi.
Ne kadar evlatları varsa…
Ne kadar torunları varsa…
330 aileye ceza verildi.
Çünkü…
Baba’lıktan men edildiler.
Evet, doğru okudunuz.
Baba’lıktan men edildiler.
Mahkeme kararıyla…
Baba sıfatları ellerinden alındı.
Bu senin kızın değil artık.
Bu da senin oğlun değil.
Hukuken…
Üzerlerinde hak iddia edemezsin.
Veli’si bile olamazsın.
Ahkâm kesenlerin haritadaki yerini gösteremeyeceği ücra adreslerde bizzat yaşamaktır, asker çocuğu olmak… Zorunlu göç’tür. Pılını pırtını toplayıp Hakkâri’ye, bavulunu toplayıp Erzincan’a, kolileri toplayıp Sivas’a taşınmak, bazen sahil’den dağ’a, bazen pırıl pırıl güneş’ten iki metre kar’a savrulmaktır. Her soluduğun şehirden, her dolaştığın mahalleden, her tanıdığın arkadaştan mecburen ayrılmak, her ayrıldığın yere ruhundan bir parça bırakıp, hatıraları yarım yamalak, çocuk yaşta hüzün biriktirmektir. Üniversiteye kadar en az sekiz okul değiştirmek, tam bulmuşken kaybetmek, ilkokulda âşık olduğun komşunun oğluna allahaısmarladık bile diyememek, ortaokulda elini tuttuğun kızı, gözyaşlarıyla geride bırakmaktır. Herkesin birbirini tanıdığı sınıflara, kelaynak gibi girmek, bi merhaba alana kadar çırpınmak, arkadaşlıklara her sene başında sıfırdan başlamaktır. Bi türlü ait olamamak, her gittiğin yerde geldiğin yerle çağırılmak, İzmir’de Malatyalı çocuk, Kars’ta Muğlalı çocuk, Diyarbakır’da Balıkesirli çocuk olmaktır. Vatan-millet aşkıyla, kurallara uyan yurttaş bilinciyle büyütülmek, baban emekli olana kadar, demirbaş badanaya zarar vermemek için, duvarına tuttuğun takımın posterini bile yapıştıramamaktır. Sen uyu demelerine rağmen, gece yarısı kör karanlıkta kalkıp, operasyona uğurlamak, annenin koynuna kıvrılıp, sağ salim dönsün diye, sabaha kadar dua etmektir. Lojmanda meşe oynadığın Hakan’ın babası üsteğmen Tarık ağabey şehit düştüğünde, saklambaç oynadığın Ceyda’nın pilot yüzbaşı babası Birol ağabey çakıldığında, bi yandan ağlayıp, bi yandan kendini şanslı hissettiğine utanmak, üniformasıyla, heykel gibi sessiz sedasız oturan babana sarılamamaktır.
Ve, şimdi diyorlar ki onlara…
Bu artık senin baban değil.
Hukuken yasakladık.
Veli’n bile olamaz.
Bence, hemen notere gitsinler, kasaptaki ete soğan doğramayan amca’larını vasi tayin etsinler.
Böylece, kardeşlerine şahit olmayıp, yeğenlerine kefil olan amca’ya ilk kez şahit olmuş olur Türkiye.
Inscrit le: 09 Oct 2007 Messages: 3474 Localisation: Somewhere in the world
Posté le: 24 Sep 2012 21:22 Sujet du message:
Je me demande s'il n'y a pas de calculs très machiavéliques derrière tout ceci.....mais ce n'est que des présomptions.
Avec des preuves fabriquées de toutes pièces, des généraux prestigieux accusés de tentatives de putsch manqué sont condamnés à perpétuité, alors que les pressions de pkk et consorts "légaux" sont de plus en plus lourdes.....
Tout cela ne finirait-il pas par une amnistie dans quelques temps (quand? je n'en sais rien..) avec libération d'Öcalan, chef terroriste, et des généraux et de certains accusés d'Ergenekon, pour donner une certaine impression d'équité entre "bords opposés". Ne s'agit-il pas d'une mise en scène machiavélique dans ce sens.....Je me pose la question, tellement c'est grotesque ce qui est en train de se jouer comme tragi-comédie devant nos yeux...... _________________ Родион Романович Раскольников
Toutes les heures sont au format GMT + 2 Heures Aller à la page 1, 2Suivante
Page 1 sur 2
Vous ne pouvez pas poster de nouveaux sujets dans ce forum Vous ne pouvez pas répondre aux sujets dans ce forum Vous ne pouvez pas éditer vos messages dans ce forum Vous ne pouvez pas supprimer vos messages dans ce forum Vous ne pouvez pas voter dans les sondages de ce forum