Les commentaires sont sous la responsabilité de ceux qui les ont postés dans le forum. Tout propos diffamatoires et injurieux ne sera toléré dans ces forums.
Forums d'A TA TURQUIE :: Voir le sujet - Tayyipland'dan...
Forums d'A TA TURQUIE Pour un échange interculturel
Inscrit le: 30 Aoû 2007 Messages: 3006 Localisation: Paris
Posté le: 18 Nov 2019 16:06 Sujet du message: Re: Tayyipland'dan...
SelimIII a écrit:
Citation:
Tutturmuş bir EYT, erken emeklilik. İskandinav ülkelerinin hepsi bu sistemle battı. Bizim ülkenin başına da bu erken emekliliği dolayanlar bunun bedelini ödediler. Milletimin zararına olan bir şeye asla yokum. Seçim kaybetsek de yokum
Inscrit le: 30 Aoû 2007 Messages: 3006 Localisation: Paris
Posté le: 18 Nov 2019 16:32 Sujet du message: Re: Tayyipland'dan...
Yandaslar için hasta degil "musteri" garantili hastahaneler açan iktidardan
Citation:
...
LÖSANTE hastanesinde başta lösemili çocuklar olmak üzere bütün kanserli hastaların bakım ve tedavisi uzman doktorlar tarafından yapılıyor ama nasıl!..
Pırıl pırıl bir hastane düşünün…
400 yataklı.
Ancak Sağlık Bakanlığı sadece 75 yatağa ruhsat veriyor.
Geri kalanı, yani 325 yatak, her uygulamaya hazır olan odalarda boş bekletiliyor.
80 yoğun bakım yatağı var, 75'i için ruhsat verilmiyor.
Yeterli sayıda doktor için yine aynı uygulama yapılıyor ve yine ruhsat verilmiyor.
★★★
Kanserli olan ve olmayan hastalar için 10 adet ameliyathane var.
Bakanlık yine ruhsat vermediği için sadece üç ameliyathanede iş görülüyor. Gerisi bütün tıbbi cihazlarıyla birlikte boş bekletiliyor.
Örnek: Türkiye Atom Enerjisi Kurumu tarafından test edilip onay verilmiş olan anjiyo cihazı ile radyoterapi cihazı da ruhsat sorununa takılmış ve yasaklı!
Sadece radyoterapi cihazının değeri beş milyon dolardan fazla.
Bu en modern cihazlar bile ruhsat sorununa takılmış ve çürümeye terk edilmiş durumda.
Ayıptır, yazıktır, günahtır.
Bunları kullanması gereken hastalar başka hastanelere sevk edilip haftalarca zaman kaybediyor.
Aynı sıkıntılar laboratuvarlarda da yaşanıyor.
Dahası var!.. Sağlık Bakanlığı yetkilileri, yasaklanmış olan bu odaların ve cihazların gizlice çalıştırılıp çalıştırılmadığını denetlemek için hastaneye sık sık baskın düzenliyor!
Iste boyle bir Cumhurbaskani var ulkede, gicir gicir sarayinda Istanbul Belediye Baskaninin altina kirik sandalye verilen, Istanbul'u kaybedince akli fikri Belediye Baskanini karalamakla geçiren, sozunun geçtigi kuruluslarinin Istanbul Belediyesinin islettigi Hamidiye suyunu (ustelik hayran olduklari Abdulhamit'in) almaktan vazgeçerek boykot eden...
Kendileri gaza, elektrige zam yaparken Istanbul Belediyesinin kademeli su zammi Belediye meclisindeki çogunluklari ile red eden, ustelik posta kutularina, arabalara Istanbul'da suya %80 zam yapiliyor yazan imzasiz milyonlarca ilan birakarak Imamoglu'na alttan vurmaya çalisanlar....
Inscrit le: 30 Aoû 2007 Messages: 3006 Localisation: Paris
Posté le: 02 Déc 2019 12:18 Sujet du message:
Perde arkasinda neler donuyor, bizler için anlamak kolay degil. Iste bir ornek:
Citation:
George Friedman, yeni muhafazakâr (neo-con), İslam karşıtı ve İsrail yanlısı kimliğiyle biliniyor.
AMMA
Citation:
Geçen hafta MÜSİAD’ın Cumhurbaşkanlığı himayesinde düzenlediği Vizyoner Zirvesi’nde George Friedman’ı görünce aklıma geldi. Friedman, zirvenin yıldız konuşmacısı olarak davet edilmiş, Erdoğan’la birlikte fotoğraf çektirmişti.
Inscrit le: 30 Aoû 2007 Messages: 3006 Localisation: Paris
Posté le: 19 Déc 2019 10:16 Sujet du message:
Dinleyin, gorun... Muhalefet degil. AKP'den gelen bir adam.
Tanimam, ozelestiri yapiyor, kendini de sorumlu tutuyor, akilli, donanimli bir gorunusu var.
Iste zurnanin zirt ettigi de bu, benim gibi aptallar taa 2002 lerden beri bugunleri gorebilmisse, siz niye goremediniz de agzinizdan çiktigi gibi "suça ortak" oldunuz?
Geç olunca insan samimiyetten suphe ediyor, "çatlak ses" algisini silemiyor.
Inscrit le: 30 Aoû 2007 Messages: 3006 Localisation: Paris
Posté le: 23 Déc 2019 15:57 Sujet du message:
Adamin biri (ustelik eski CHP milletvekili) Ankara Belediye Baskaninin rusvet istedigini ortaya atmis. Imamoglu'na kirik sandalye veren iktidar hemen mufettisleri gorevlendirmis. Ilginç Buyukarinç gibi bir adam eski Belediye Baskani koltugundaki adam için "Ankara'yi parsel parsel satti" dedigi zaman hiçbir bir mufettis gorevlendirilmemis.
Tabii bunlari seçimden sonra açiklayacagim diyen Buyukarinç da o cesareti gosteremedi, bunu da not dusmekte yarar var.
Kaldiki Bugun ku Belediye Baskani 25 milyon için gunumuz sartlarinda rusvet isteyecek kadar da aptal olamaz...
Citation:
"Mevcut iktidarın bundan önceki meclis başkanı, bakanı, başbakan yardımcısı görevlerini yürütmüş olan kişi o dönemin büyükşehir belediye başkanını Ankara’yı parsel parsel satmakla suçlamıştı. O dönem müfettişler hiç ortaya çıkmadı. Ama görüyorsunuz şimdi bizim büyükşehir belediye başkanımızın suçlanması neticesinde apar topar İçişleri Bakanlığı’nın müfettişleri harekete geçiyorlar. Keşke bu hassasiyeti bundan önceki belediye başkanına karşı da göstermiş olsalardı diyoruz"
Inscrit le: 12 Jan 2008 Messages: 13627 Localisation: Paris
Posté le: 31 Déc 2019 3:29 Sujet du message:
Oyl bir durumdayiz ki yerli otomobil deyince acaba diyoruz... Bakiyoruz dizayn Italya'dan, teknoloji Cin'den... 6 ayda tasarladik deniyor, elalem on yil ugrasiyor...
Sonra milli yolcu uçagimiz 2019 da uçacak dedikleri akliniza geliyor. Bakin bu videoda zamanin Basbakani Davutoglu'nu bu uçak projesini sunarken goreceksiniz :
https://www.youtube.com/watch?v=dkyHEcXkjCM
Hırsız, kaçakçı, dolandırıcı ve hayvan özgürlüğü aktivisti
Zülal Kalkandelen
31 Aralık 2019 Cumhuriyet
Yılın son kötü sürprizini 29 Aralık Pazar sabahı yaşadım.
Yurtdışına çıkmak üzere Sabiha Gökçen Havalimanı’na gittim. Uçuş öncesi telaş yaşamayı hiç sevmediğimden 11.35’teki uçuştan 2.5 saat önce 09.00’da pasaport kontrol memurunun önündeydim.
Fakat memur, yurtdışına çıkış engelimin bulunduğunu söyleyerek birine telefon etti.
Yanımıza gelen polis, kendisine eşlik etmemi ve hakkımda yakalama kararı olduğunu söyledi. Nedenini sorsam da yanıt alamadım; “Biz bilemeyiz, adliyeye sevk edileceksiniz, orada savcı söyler” dedi.
Ardından çantam ve bavulum tümüyle boşaltıldı, içindekiler hakkında tutanak tutuldu, üstüm başım detaylı bir şekilde arandı.
Uçağı kaçırmak istemediğimden polislere işlemler hızlandırılabilir mi diye rica ettim. “Uçuşu unutun, biletinizi iptal edin. Adliyede ifade vereceksiniz. Yetişmeniz imkânsız. Zaten bu saatlerde savcı da gelmez” dediler.
Uçak biletimi açığa almak için havayolu şirketini aradım ama artık o işlemin zamanı geçmiş.
* * *
Bir süre sonra bir polis beni aldı, polis aracına binip karakola gittik. Orada dosyamı kaydettiler. Benim işlemim bitse de beklemeye devam ettik.
Bir baktım bir kadına bağırıyorlar, Türkçe ve İngilizce bilmeyen Suriyeli bir kadındı, hırsızlıktan gözaltına alınmış. Sonra üstünden sahte Fransız pasaportu çıkan genç bir Suriyeli ve kaçakçılıktan yakalanan bir adam geldi.
En sonunda 1 hırsız, 1 dolandırıcı, 1 kaçakçı ve ben 4 şüpheli olarak, 3 polisle birlikte aynı araca binerek Kartal Adliyesi’ne gittik.
Yolda polislere, “Nereden bileyim hakkımda şikâyet olduğunu? Madem böyle bir durum var, niye önceden bildirilmiyor?” diye söylendim. “E-devlet sitesinden girip bakacaksınız. Sistem böyle” dediler...
Diyelim ki uçuşunuz cumartesi ve bir gün öncesinde bir şikâyet nedeniyle ifade vermeniz gerektiği bilgisi UYAK sistemine giriyor. Bundan haberiniz olmadıysa yandınız!
* * *
Pazar sabahı olduğundan Kartal Adliyesi’nde ortalık sakindi. Savcının odasına gittik. Neyse ki dedikleri gibi olmadı, savcı gelmişti!
Ne kadar rica etsem de uçağı kaçırmamam için acil durumu savcı kâtibine iletmediler. Bir ara sekreter dışarı çıkınca, koşup kendim söyledim.
Bu arada uçak şirketini arayıp tekrar bilgi verdim; check-in yapmış olduğum ve sadece kabin bagajım bulunduğundan uçuştan 15 dakika öncesine kadar uçağa alabileceklerini söylediler.
Savcının beni çağırmasını beklerken polis yanıma gelip “Sizin haber medyaya düşmüş bile” diyerek telefonundan Google’daki haberleri gösterdi...
Sinir içinde bir aşağı bir yukarı yürürken savcının beni çağırdığını haber verdiler. Meğer sosyal medyadaki hayvan hakları ile ilgili paylaşımlarım nedeniyle birileri hakaret ettiğimi söyleyerek şikâyette bulunmuş...
Kimseye hakaret etmediğimi, söz konusu kişileri tanımadığımı söyledim, ifade dilekçesini imzalayıp çıktım. Belki çok hızlı hareket edersem uçağı yakalarım diye yoldan bir taksi çevirdim. Þoför elinden geleni yaptı, beni 11.10’da havaalanına getirdi.
İki güvenlik noktasından geçtim, pasaport kontrol veznesine geldim, polis memuru “Burada çıkış yapamayacağınız yazıyor” dedi. Olanları anlatım, “UYAK sistemine girmemişler” dedi.
Savcılığı aramalarını rica etsem de umursamadılar, sanki herkes birleşmiş beni engellemeye çalışıyordu. Tartışma sonucunda telefon ettiler, sistemdeki kayıt düzeltildi.
* * *
Uçağa bindiğimde haberi internetten görenler geçmiş olsun dileğinde bulundu. Olanlar çoğu kişiyi şaşırttı...
Hayvan özgürlüğünü savunmak, en büyük endüstrilere, devlet kurumlarına karşı mücadeleyi gerektiriyor. Bu nedenle yaşam hakkını savunduğunuzda çok düşmanınız oluyor.
O 2.5 saati bir daha hiç yaşamak istemem. Özgürlüklerin bu şekilde kısıtlanması, insanların maddi ve manevi açıdan mağdur edilmesi bu kadar kolay olmamalı. İfade vermem gerektiğine dair bilgi verilse çoktan gider verirdim!
Sadece birileri şikâyet etti diye bir hak savunucusuna hırsız, dolandırıcı, kaçakçı muamelesi yapılıyorsa, bunun adaletle ilgisi olabilir mi?
Vous ne pouvez pas poster de nouveaux sujets dans ce forum Vous ne pouvez pas répondre aux sujets dans ce forum Vous ne pouvez pas éditer vos messages dans ce forum Vous ne pouvez pas supprimer vos messages dans ce forum Vous ne pouvez pas voter dans les sondages de ce forum