Forums d'A TA TURQUIE

[Aurel]

Salut Berturk, salut Orcun,

Berturk a raison de dire que ceux qui vont au vernissages ne sont pas de ceux qui vont au manifs... où étaient tous les intellectuels turcs ? C'est vrai aussi ! Je me suis moi-même étonné de ne pas trouver Turquie Européenne dans la manif, et encore plus étonné de ne pas y voir Mr Erpuyan dont je sais pourtant l'attachement à la liberté d'expression...

C'est vrai aussi, que dans cette manif il y avait trés peu, pour ainsi dire quasiment aucune, femme voilée... cela dénote que dans la manif' n'était pas là toute la Turquie, comme on l'a dit dans les médias turcs, mais seulement la Turquie démocrate, NUANCE ENORME !

Mais peu importe, ceux qui disent qu'ils vont se bouger le cul sont rarement les mêmes qui ont une grande gueule, me direz-vous...

Il y avait du monde et peu importe qui ils étaient ! Un bel hommage a été rendu à ce grand homme et c'est tant mieux ! Il ne faut pas regarder le passé, mais l'avenir ! Et surtout veiller à ce que l'esprit de Hrant Dink ne s'éteigne pas mais au contraire rayonne comme une onde de Love après un tremblement de terre ! Qu'il ne soit pas tombé pour rien !
_________________
Donnez nous des bars, des filles à matelot,
Des chansons à boire ou à sanglots,
Suivez nous un soir au rencard des héros
Vivre l'histoire de la gigue et du couteau...
Soldat Louis

[Aurel]

Enfin tout ça pour dire que comme dirait mon pote Nobel, le changement ne peut provenir que de la société civile, et que jusqu'à présent, la société civile, ça reste encore nous !
_________________
Donnez nous des bars, des filles à matelot,
Des chansons à boire ou à sanglots,
Suivez nous un soir au rencard des héros
Vivre l'histoire de la gigue et du couteau...
Soldat Louis

[laroserouge]

[Aurel]

[anarkia]

Je vais aux vernissages, je vais aux expos et... j'étais à la manif de samedi. L'un n'empêche pas l'autre.
Bon cette mise au point faite, j'ai été émue par cet hommage rendu à Hrant Dink en France. Certes ce n'était pas les 100 000 manifestants d'Istanbul, mais il faut aussi replacer les choses dans leur contexte, combien de Français connaissaient le nom du journaliste avant son assassinat ? Pas beaucoup. Combien de Français se sont intéressés à la nouvelle de son assassinat ? Guère plus sans doute. Quant aux Turcs installés à Paris, je trouve qu'ils se sont plutôt bien mobilisés. Plutôt ceux de gauche, oui mais ce n'est pas surprenant, même si "la gauche n'a pas le monopole du coeur"... On aura pu noter la présence de Mihri Belli qui malgré son grand âge a marché vaillammant de République à Bastille.
"Güle güle", a dit le président de l'Acort en libérant la colombe qui s'est élancée dans le ciel, symbole de la vie fauchée de Hrant.
Je souhaiterais que plus jamais personne n'ait à lâcher une colombe dans ces circonstances, que plus jamais ne soit assassiné quiconque pour les idées qu'il professe... Un rêve pieux pour quelqu'un qui, justement, ne l'est pas.

[berturk]

Il ne faut pas sentir viéseé!
Ceux qui le sont ce sont les moralistes donneurs de leçons dans les salons.....
Les gens qui disent "Armons nous et partez!"
Berturk.
PS, je vais qussi dans les salons et les manifs et si j'ai fait la remarque c'est bien précisément qu'on n'y voit pas toujhours les mêms personnes.

[Aurel]

[Nobel]

C'est hallucinant que ceux qui matrisent pourtant parfaitement la langue turque n'aient pas compris la signification de cette phrase qui a coûté le procès et la vie de Hrant Dink !
Le pire c'est que toutes ses explications en turc et en français sont disponibles sur le net et dans bcp de journaux turcs!

Pour ceux qui doutent encore des explications qu'ils ont lues ici ou ailleurs, à propos du terme "sang empoisonné" employé par Hrant Dink et pour lequel il a été poursuivi pour insulte à l'identité nationale turque au titre de l'article de 301; voici l'explication qu'il avait donnée au journal Radikal le 8 Octobre 2005: http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=166318

Ce sang a été empoisonné à cause de l'hostilité aux turcs. C'est de ce sang dont les arméniens doivent se vider!
Ce sang empoisonné était celui des arméniens qui, à force de voir dans le turc un ennemi et de s’occuper de lui, s’est empoisonné! Ce sang doit donc se libérer de cet élément afin que les arméniens s’occupent avant tout de leur pays d’origine et qu’ils cessent la haine qu’ils ont contre les turcs.
On comprend mieux pourquoi cet homme était détesté tant des ultra-nationalistes turcs qu’arméniens!

'Sözde' ifade özgürlüğü: Hrant Dink'e altı ay hapis



Hrant Dink: Mahkûmiyet benim için utanç olur. Bu ülkede yaşayamam.

Gazeteci Hrant Dink, yazdığı makalede 'Türklüğü tahkir ve tezyif' ettiği gerekçesiyle 6 ay hapse mahkûm oldu. Bilirkişi görüşü: Suç oluşmamıştı

08/10/2005

Ä°SMAÄ°L SAYMAZ
İSTANBUL - Ermenice ve Türkçe yayımlanan Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink, bir yazısında, 'Türklüğü tahkir ve tezyif ettiği' gerekçesiyle bilirkişi heyetinin aksi yöndeki görüşüne rağmen 6 ay hapis cezasına çarptırıldı. Dink'in cezasını 'ileride bir daha suç işlemeyeceği konusunda oluşan kanaat' nedeniyle erteleyen mahkeme, diğer sanık yazıişleri müdürü Karin Karakaşlı'nın beraatine hükmetti.
Þişli 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde dün görülen duruşmaya, sanık avukatları ile bazı müdahiller katıldı. Þişli Cumhuriyet Savcılığı'nca hazırlanan iddianamede, sekiz bölümlük 'Ermeni Kimliği Üzerine' başlıklı dizi yazının, gazetenin 13 Þubat 2004 nüshasındaki, 'Ermenistan'la Tanışmak' başlıklı sekizinci bölümünde, 'Türklüğün neşren tahrif ve tezyif edildiği' gerekçesiyle Dink ve gazetinin sorumlu yazıişleri müdürü Karin Karakaşlı'nın üçer yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılmaları istenmişti.

BilirkiÅŸi dinlenmedi
Mahkemenin atadığı bilirkişi heyeti, oybirliğiyle hazırladığı görüşünde, yazının tam olarak anlaşılabilmesi için ilgili paragrafın bulunduğu dizinin tümüyle incelenmesi gerektiğini belirterek, suçun oluşmadığını bildirilmişti. Dink'in söz konusu cümleleri ise şöyleydi: "Ermeni kimliğinin 'Türk'ten kurtuluş yolu gayet basittir. 'Türk'le uğraşmamak. Ermeni kimliğinin yeni cümlelerini arayacağı alan ise artık hazırdır. Gayrı Ermenistan'la uğraşmak. Türk'ten boşalacak o zehirli kanın yerini dolduracak temiz kan Ermeni'nin Ermenistan'la kuracağı asil damarında mevcuttur. Yeter ki bu mevcudiyetin farkında olunsun. Bu farkındalığın asıl sorumlusu ise diasporaya yayılmış Ermenilerden ziyade Ermenistan yönetimleridir. Ermenistan hükümetlerinin sorumluluklarının bilincinde olmaları ve gereğini yerine getirmeleri aslolandır."

'Niyetimden eminim'
Karardan ötürü şaşkın olduğunu belirten Dink, şunları söyledi: "Üslubumdan ve niyetimden eminim. Ceza almamam gerekirdi. Çünkü bu yazıda Ermeni kimliği üzerine yazıyorum. Dizinin önceki bölümlerinde, Diaspora Ermenilerine seslenerek, Türk'e olan öfkelerini kendi kimliklerinden dışlamalarını ve kendi kimliklerinde olumsuz rol oynayan Türk'le uğraşmamalarını belirtmiştim. Türk kimliğinin dışlanmasıyla oluşacak boşluğu Ermenistan'ın varlığı ile doldurmalarını önermiştim. Burada, 'Türk'ten boşalan zehirli kan' derken, Türk düşmanlığını kastediyorum. 'Bu zehirli kan da Türk düşmanlığıyla zehirlenmiş Ermeni kanıdır ve boşalmalıdır' diyorum."
AİHM de dahil olmak üzere tüm hukuki yollara başvuracağını kaydeden Dink, şöyle devam etti: "Eğer Yargıtay ve sonra AİHM aleyhime karar verirse bu ülkeden çeker giderim. Bu ceza isterse altı gün, isterse altı yıl olsun, fark etmez. Bu ceza beni utandırır. Bu benim için işkencedir. Ben bu ülkede Türklerle birlikte yaşıyorum. Onların yüzüne utanmadan bakabilmeliyim. Bu ülkede neyin, nerede ve ne zaman olacağı hâlâ sürprizlere gebe. Ermeni konferansını engelleyen bir mahkeme şimdi niye benim aleyhime ceza vermesin? Artık yargı denilen mekanizmanın ne kadar hukuki ve siyasi olduğunu tartışmalıyız. Bu süreç bundan sonraki ifade özgürlüğümü bloke etmeye yönelik. Hayır, ben bundan sonra da konuşacak, yazacağım."

Bir dava daha var
Dink hakkında 2002'de Þanlıurfa'da düzenlenen bir paneldeki konuşması nedeniyle açılmış bir dava daha var. TCK'nin 159. maddesi gereği 'Türkiye Cumhuriyeti'nin manevi şahsiyetini ve Türklüğü tahkir ve tezyif etmek' iddiası ve üç yıl hapis istemiyle açılan davaya konu olan sözler de şöyle:
"Çocukluğumdan beri sizlerle birlikte İstiklal Marşı söylüyorum. Son zamanlarda bir noktası var, oraya geliyorum ve susuyorum, sizler soruyorsunuz, ben sonra katılıyorum. 'Kahraman ırkıma bir gül.' Þimdi ırk, ben atam; kahraman, neresi kahraman ya, ırk bu; yurttaşlık kavramını ulusal bir bütünlük ve kahraman bir ırkla sağlamaya çalışıyoruz. Mesela laf 'çalışkan bir halkıma bir gül' olsa hepinizden daha fazla söylerim; ama öyle değil. Türküm, doğruyum, çalışkanım söyleminin doğruyum ve çalışkanım yanını çok seviyorum, bağıra bağıra söylüyorum. Türküm bölümünü de Türkiyeliyim diye söyleyerek algılamaya çalışıyorum."
_________________
" Puisqu'on allume les étoiles, c'est qu'elles sont à quelqu'un nécessaires"
www.atheturk.com