Les commentaires sont sous la responsabilité de ceux qui les ont postés dans le forum. Tout propos diffamatoires et injurieux ne sera toléré dans ces forums.
Forums d'A TA TURQUIE :: Voir le sujet - Diyanet
Forums d'A TA TURQUIE Pour un échange interculturel
Inscrit le: 30 Jan 2006 Messages: 12080 Localisation: Nancy / France
Posté le: 29 Oct 2021 16:04 Sujet du message: Diyanet
Bu forumlarda Diyanet ile ilgili birçok katki var ama bugun Erdogan iktidarinda Diyanet'in ne hale geldigini anlamak için bu baslikla bir dosya açmak ihtiyacini hissettim.
Bugun 29 Ekim, TC'nin kurulusunun 78. senesi, 29 Ekim Milli Bayram.
Ve 2021'de 29 Ekim bir Cuma günü ve Turkiye'de camilerde okunan cuma hutbesinde buna deginilmiyor, Atatürk adi anilmiyor.
Yani Ali Erbas yonetimindeki Diyanet Turkiye Cumhuriyeti'ni yok sayiyor ve hazret zaten 29 Ekim torenlerine de katilmiyor.
Inscrit le: 30 Jan 2006 Messages: 12080 Localisation: Nancy / France
Posté le: 31 Oct 2021 20:54 Sujet du message:
Diyanet ile ilgili bir dosya açtim, bari devam edeyim !
Üstelik bu olumlu.
Citation:
Din İşleri Yüksek Kurulu'na 'torpil' hakkında soru yöneltildi
Din İşleri Yüksek Kurulu, “Kamu görevlerine yönelik sınav ve mülakatlarda torpil olarak da nitelendirilebilecek referanslar kul hakkına girer mi?” sorusuna yanıt verdi.
Inscrit le: 30 Aoû 2007 Messages: 3140 Localisation: Paris
Posté le: 28 Avr 2022 13:02 Sujet du message:
Ali Erbaş: Bize bakıp Müslümanlıktan soğuma olursa bunun vebalini taşıyamayız
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Hollanda'da iftar etkinliğine katıldı. Erbaş burada yaptığı konuşmada, "Öyle örnek yaşayalım ki bize bakan İslam’a heves etsin. Bize bakıp Müslümanlıktan soğuma olursa bunun vebalini biz taşıyamayız" dedi.
Ayasofya'da kiliçla hutbe vererek baris dini olarak sundugunuz dinin tam tersini gosterirken bu vebali dusunecektiniz. Iktidara payanda olarak "muslumanlik buysa ben musluman degilim" diyerek dinden uzaklasanlarin vebali ustunuzde olacak. Atattürk ölüm gününde "keske Yunan kazansaydi, saat 9.05 de kenefe gidin" diyen yaratiga resmi elbiseyle ziyarete giderken bu vebali dusunecektiniz...
Liste uzun ama sinirlerimi daha da fazla germek istemiyorum.
Inscrit le: 30 Aoû 2007 Messages: 3140 Localisation: Paris
Posté le: 08 Mai 2022 15:42 Sujet du message:
Citation:
Diyanet Vakfı kesenin ağzını açtı: Dolarları saçmış!
2020’de 1 milyar TL bağış toplayan Türkiye Diyanet Vakfı’nın 2021’de yaptığı harcamalar belli oldu.
Sayıştay’ın, “Denetlenmesi gerekir” tespitine karşın denetim dışı bırakılan Diyanet Vakfı, 2021 yılı faaliyet raporunu açıkladı. Rapor, 2020 yılında 1 milyar TL’si bağışlardan olmak üzere toplam 1.2 milyar TL gelir elde eden vakfın harcamalarına ayna tuttu.
AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın geçen hafta yaptığı konuşmada "şükürsüzlük"ten şikayet etmesinin ardından Diyanet İşleri Başkanlığı da Müslümanlara "şükür" çağrısı yapan bir hutbe yayımladı.
cumhuriyet.com.tr06 Mayıs 2022 Cuma, 10:50
AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ramazan ayının son günlerinde İstanbul Tersane Komutanlığı işçileriyle iftarda bir araya gelmişti. Erdoğan burada yaptığı konuşmada "Maalesef ülkemizde bazı kesimlerde bir şükürsüzlük, bir tatminsizlik, bir karamsarlık hali aldı gidiyor. Halbuki önce elimizdekilere şükredeceğiz sonra daha iyisi, daha güzeli için çalışacağız, mücadele edeceğiz. Bunun ne demek olduğunu en iyi alın teriyle hayatını kazanan siz işçi kardeşlerim bilir" demişti.
AKP'li Cumhurbaşkanının bu konuşmasının ardından Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından 81 ildeki camilerde okutulmak üzere hazırlanan hutbe dikkat çekti.
Diyanet'in başlığını "Şükür Sana Ey Şekur" olarak duyurduğu hutbede şöyle denildi:
"İnsandan beklenen, bitmez tükenmez nimetleri kendisine bahşeden Rabbine şükretmesidir. Nitekim yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulmaktadır:
“Artık siz beni anın ki ben de sizi anayım. Bana şükredin, bana nankörlük etmeyin!”
Kulluğumuzun en önemli nişanesi olan şükür, nimetten evvel onu vereni görmek ve düşünmektir. Yüce Mevla’nın lütuf ve ihsanını ikrar etmek, verdiğine rıza göstermektir. Nimetlerin kadir kıymetini bilmek, onlara kör ve sağır kesilmemektir."
"Şükür, kalpte iman ve teslimiyet, akılda tefekkür ve ibret, uzuvlarda ibadet ve itaattir" denilen hutbede, "nimetlerin en küçüğüne bile rıza göstermenin şükür olduğu" belirtildi.
Hutbenin son bölümünde "Hesap günü gelmeden evvel şükreden bir kul olmaya gayret gösterelim. “Hani Rabbiniz, ‘Eğer şükrederseniz size nimetimi daha çok vereceğim, nankörlük ederseniz hiç şüphesiz azabım pek şiddetlidir!’ diye bildirmişti.” ayet-i kerimesini çokça tefekkür edelim. Bize yakışanın şükür olduğunu ve şükrün nimetleri artırdığını unutmayalım. Nankörlükten, şükürsüzlükten ve kanaatsizlikten Allah’a sığınalım" ifadeleri kullanıldı.
Inscrit le: 30 Aoû 2007 Messages: 3140 Localisation: Paris
Posté le: 06 Juin 2022 17:38 Sujet du message:
Citation:
Barış Terkoğlu yazdı: ‘Bira kutusu’nu bırak Diyanet’in haline bak!
Gazetemiz yazarı Barış Terkoğlu, Diyanet İşleri'nde uzun yıllardır gizli tutulan bir skandalı köşesine taşıdı. Terkoğlu, Diyanet-Sen Genel Sekreteri Hacıbey Özkan’ın çeşitli vaatlerle birlikte olduğu kadınlara şiddet uygulamasını ve olayın Diyanet tarafından görmezden gelindiğini yazdı.
Inscrit le: 30 Aoû 2007 Messages: 3140 Localisation: Paris
Posté le: 20 Mar 2023 18:12 Sujet du message:
Bugun bana gelen bir mesaji paylasayim da RTE iktidarinin yikimini bir kez daha gozler onune sereyim.
Bu bana çok eskilerde de din somurusu yapildiginda Girgir'da (o zamanlar RTE diktasi yoktu, karikaturculer bugun oldugu kadar baski gormuyordu) çikan bir karikaturu hatirlatti, bol bol imam - hatip açildigindan karikaturde fabrikanin makinesi bozuluyor, makinenin basinda diz çokmus dua eden bir imam goruyorsunuz.
Yazi olarak ta : muhendis bulamadik, Imam getirdik, dua edecek makine çalisacak !
Citation:
Memleketteki imamlar doktorları solladı
Deniz AYHAN
Sağlık Bakanlığı Türkiye’deki doktor sayısını 133 bin 418 olarak açıkladı. Diyanet’in personel sayısı ise 141 bin 769’a ulaştı.
2023'te 36 milyar liralık bütçesiyle 6 bakanlığı geride bırakan Diyanet İşleri Başkanlığı dev personel kadrosuyla da sık sık gündeme geliyor. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın 2022 yılı faaliyet raporu personel sayısındaki artışı da açığa çıkardı. 2022'de 137 bin 563 olan personel sayısı, 2023'te 141 bin 769'a yükseldi. Diyanet İşleri Başkanlığı, bütçenin yüzde 81.27'si personel giderlerine harcadı. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın CHP Adana Milletvekili Müzeyyen Şevkin'in soru önergesine verdiği yanıt ise Diyanet ile sağlık teşkilatı arasındaki personel sayısı farkını ortaya koydu. Koca yanıtında Koca hekim sayısı konusunda OECD ortalamasının gerisinde olduğumuzu söyledi.
YETERSİZLİK İTİRAFI
Koca, “Ülkemizdeki hekimlerin 133 bin 418'i hastanelerde çalışmakta olup bunlardan 72 bin 002'si Sağlık Bakanlığı'nda, 39 bin 991'i üniversitelerde, 21 bin 425'i ise özel sektörde görev yapmaktadır. OECD ülkelerinde yüz bin kişiye düşen hekim sayısı 2019'da 365'tir. Yüz bin kişiye düşen hekim sayısında OECD/Türkiye oranı 1.67'dir dedi…
Inscrit le: 30 Aoû 2007 Messages: 3140 Localisation: Paris
Posté le: 26 Mar 2023 15:08 Sujet du message:
Erdogan iktidari bütün devlet kurumlarini çökertti, yozlastirdi... Diyanet ise bunlarin en önde geleni artik bu kurum Erdogan iktidarinin bir propaganda araci...
Bugun Cumhuriyet'te çikar yazi bu durumu bir kez daha gözler önüne seriyor.
Citation:
13 yıllık din görevlisi anlattı! Diyanet'teki çürüme gözler önüne serildi...
Diyanet İşleri Başkanlığı... 7 bakanlığın bütçesinden daha fazla bütçeye sahip olan kurum Türkiye'nin gündeminden düşmüyor. Bu kez Diyanet'teki çürümeyi yaşayacaklarını göze alarak kurum içinden birisi anlattı. Yunus Emirhan Kılıç, 13 yıldır emek verdiği kurumunda yaşanan torpil skandallarını ve daha fazlasını kamuoyu ile paylaştı. Kılıç, Diyanet'in geldiği son noktayı, "Ali Baba'nın çiftliğine dönmüştür" diyerek ifade etti.
Türkiye'de ve bütün Diyanet'e bagli özellikle Avrupa'da camilerde okunan hutbede geçen cümle bu :
Dolayısıyla kişinin; kız çocuklarını mirastan mahrum bırakması, kız çocuklarının da Allah’ın takdir ettiği hakka razı olmaması kul hakkıdır.
Bu ifade, İslâm hukukunda mirasın Allah tarafından belirlendiğini (mirâs kuralları) ve bu payların keyfî biçimde değiştirilmesinin kul hakkı ihlali olduğunu hatırlatır.
Burada, yasaklamanın iki yönünü vurgulaniyor :
- Anne-baba veya erkek mirasçılar kızların payını azaltamaz veya tamamen mahrum bırakamaz.
- Kız çocukları da kendilerine dini olarak belirlenmiş payı reddedemez, fazlasını talep edemez.
Bu cümle modern bir bağlamda birkaç sebeple şaşırtıcı olabilir:
İslâmî miras sistemine atıf
Fıkıhta miras payları Kur’an’da (özellikle Nisa suresinde) düzenlenmiştir. Çoğu durumda kız çocuğu, erkek kardeşinin aldığı payın yarısını alır.
Burada, bu payların ilâhî takdir olduğunu, değiştirilmemesi gerektiğini vurgulaniyor.
Dini bakış açısına göre, kendi payını reddetmek veya fazlasını istemek Allah’ın hükmüne karşı çıkmak demektir.
Eleştirinin çift yönlü olması
Söz yalnızca kızları mirastan mahrum edenlere değil, kız çocuklarına da yöneltiliyor: kendilerine ayrılan paydan fazlasını talep etmemeleri isteniyor.
Bu çift yönlü vurgu, günümüz eşitlik anlayışına sahip çevrelerde kabullenilemez
Modern hukuk sistemleriyle çatışma
Fransa veya Türkiye gibi laik hukuk düzenlerinde erkek-kız ayırımı olmaksızın miras eşittir.
Bu yüzden söz konusu cümle, modern hukukun eşitlikçi mantığına ters düşen bir hatırlatma gibi görünebilir.
Özetle, dini bağlamda cümle İslâm miras sistemiyle tutarlıdır, ancak modern bakış açısıyla hem kızların mahrum edilmesini hem de onların itirazını aynı anda engelleyen bir ikili uyarı olarak algılanabilir.
Ol nedenle Diyanet'in bu hutbesinde TC vatandaslarinin Medeni Kanun'a uymamalari isteniyor.
Erdogan iktidarinda, Anayasa Mahkemesi Kararlarina zaten uyulmuyordu, demek artik Medeni Hukuk da geçersiz.
Devlet kurumu olan Diyanet artik Türkiye'nin bir seriat kanunu ile yonetilmesini gerektigini vurguluyor.
Not :
- Türkiye’de miras hukuku, Türk Medeni Kanunu’nun (TMK, 4721 sayılı kanun) üçüncü kitabında düzenlenmiştir. Bu kitap “Miras Hukuku” başlığını taşır ve madde 495–682 arasında yer alır.
Kanunda kimlerin yasal mirasçı olduğu, mirasın nasıl paylaşılacağı, vasiyet, mirastan çıkarma, mirasın reddi, terekenin tasfiyesi gibi hükümler ayrıntılı biçimde belirtilmiştir.
Burada esas olan eşitlik ilkesidir: kız ve erkek çocuklar arasında ayrım yapılmaz, hepsi eşit pay alır.
- İslâm hukukunda ise (klasik fıkıhta) miras payları Kur’an’daki ayetlere dayalıdır (özellikle Nisa suresi 11–12, 176). Orada bazı durumlarda erkek çocuk kızın iki katı alır.
Inscrit le: 30 Jan 2006 Messages: 12080 Localisation: Nancy / France
Posté le: 17 Aoû 2025 14:01 Sujet du message:
Bilgi için ChatGpt yardimiyla çikardigim not :
Nisâ sûresi 11–12 ve 176. ayetlerin Türkçe meali (Diyanet İşleri Başkanlığı’nın mealinden alınmıştır) :
Nisâ Sûresi, 11. Ayet
Allah, çocuklarınız hakkında size şunu emreder:
Erkeğin payı, iki kızın payı kadardır.
Eğer hepsi kız olup ikiden fazla iseler, ölenin bıraktığının üçte ikisi onlarındır.
Eğer bir tek kız ise, yarısı onundur.
Ölenin anne ve babasına gelince; eğer onun çocuğu varsa, her birine altıda bir düşer.
Eğer çocuğu olmayıp da anne babası ona vâris oluyorsa, anasına üçte bir düşer.
Eğer kardeşleri varsa, anasına altıda bir düşer. (Bütün paylar) vasiyetin yerine getirilmesinden ve borcun ödenmesinden sonradır.
Bunlar, Allah tarafından konulmuş hükümlerdir. Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, hikmet sahibidir.
Nisâ Sûresi, 12. Ayet
Eşlerinizin, çocuğunuz yoksa, bıraktıklarının yarısı sizindir.
Eğer çocukları varsa, bıraktıklarının dörtte biri sizindir.
(Vasiyet yerine getirildikten ve borç ödendikten sonra.)
Sizin de, çocuğunuz yoksa, bıraktıklarınızın dörtte biri onlarındır.
Eğer çocuğunuz varsa, bıraktıklarınızın sekizde biri onlarındır.
(Vasiyet yerine getirildikten ve borç ödendikten sonra.)
Eğer bir erkek veya kadın, babası ve çocuğu bulunmadığı halde ölür ve onun bir erkek veya kız kardeşi varsa, her birine altıda bir düşer.
Eğer birden fazla iseler, üçte birde ortaktırlar.
(Vasiyet yerine getirildikten ve borç ödendikten sonra.)
(Zarar verici olmamak şartıyla.)
Bu, Allah’tan bir vasiyettir. Allah hakkıyla bilendir, halîmdir.
Nisâ Sûresi, 176. Ayet
Senden fetva istiyorlar. De ki:
“Allah, babası ve çocuğu olmayan kimsenin mirası hakkında size hüküm veriyor.
Eğer ölenin bir kız kardeşi varsa, bıraktığının yarısı onundur.
Eğer kız kardeş ölmüş ve çocuğu yoksa, erkek kardeşi ona vâris olur.
Eğer iki kız kardeş varsa, bıraktığının üçte ikisi onlarındır.
Eğer kardeşler erkek ve kadın iseler, erkeğe iki kadının payı kadar düşer.”
Allah size açıklıyor ki sapmayasınız. Allah her şeyi bilendir.
İslam’dan Önce (Câhiliye Dönemi)
Kadınlar ve çocuklar mirastan tamamen mahrum bırakılırdı.
Miras sadece savaşabilecek yetişkin erkeklere verilirdi.
Öncelik, kabileyi savunabilecek erkeklere verilirdi.
Kız çocukları ve küçükler mirasçı sayılmazdı.
Miras paylaşımı keyfîydi.
Güçlü olan istediği gibi dağıtır, zayıflar haklarını kaybederdi.
Kadın, miras malı gibi görülüp varise “geçebilirdi”.
Kur’an bu âdeti yasakladı (Nisâ 4/19).
Kuran’dan Sonra
Kadın ve çocuklara ilk defa mirastan pay verildi.
Paylar Allah tarafından belirlenmiş ölçülere göre dağıtıldı.
Artık kriter savaş gücü değil, akrabalık bağı oldu.
Bu, 7. yüzyılda büyük bir hukukî ve sosyal devrimdi.
Vous ne pouvez pas poster de nouveaux sujets dans ce forum Vous ne pouvez pas répondre aux sujets dans ce forum Vous ne pouvez pas éditer vos messages dans ce forum Vous ne pouvez pas supprimer vos messages dans ce forum Vous ne pouvez pas voter dans les sondages de ce forum